CHP İstanbul Milletvekili aynı zamanda Parti Meclis Üyesi ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Emre Akhisar´da konferans verdi. 29 Ekim Salı günü, Cumhuriyet Bayramının 96. yılında Bülent Ciğeroğlu Kültür Salonunda ?Türkiye´de Sosyal Demokrasinin Geleceği? üzerine saat 16.00´da Akhisar CHP İlçe Teşkilatı öncülüğünde konferans düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı´mızın okunmasıyla başlayan programın sunuculuğunu Tolunay Akalın, Buket Özdemir üstlenirken açılış konuşmasını Akhisar CHP İlçe Başkanı Av. İsmail Fikirli yaptı. Fikirli ?Sevgili Genel Başkan Yardımcım, Milletvekillerim, Belediye Başkanlarım, diğer ilçelerden gelen ilçe başkanı arkadaşlarım, Belediye Meclis üyesi arkadaşlarım,il, ilçe yöneticisi arkadaşlar, sevgili muhtarlarımız, sivil toplum örgütü başkan ve üyeleri, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler; bu anlamlı günde bu etkinliğimize hepiniz hoş geldiniz.Öncelikle Genel Başkan Yardımcımıza bu daveti bizi kırmayarak kabul ettiği için, teşekkür etmek istiyorum ve yardımlarından dolayı Milletvekilimiz Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu´na, Belediye Başkanımız Besim Dutlulu´ya yardımlarından dolayı çok teşekkür ediyorum efendim.Bugü malum 29 Ekim Cumhuriyet Bayram´ı tekrardan hepimize kutlu olsun.Bundan 96 yıl önce Cumhuriyet´imizi kurduk ama unutmayalım onun bir önceside vardı. Daha Tanzimat´tan, 1. Meşrutiyet´ten, 2. Meşrutiyet´ten başlayan yolculuğun sonucudur Cumhuriyet.Cumhuriyet´in kurulduğu gün herhalde Magosa Zindanlarında çürüyen Namık Kemal´lerin, Taif´te boğularak öldürülen Mithat Paşa´nın ruhu herhalde rahatlamıştır.Huzura ermiştir die ben düşünüyorum.1. Meşrutiyet, 2. Meşrutiyet´e değin tabiki Osmanlı büyük bir çöküş döneminden sonra , Balkan Savaşı, Trablusgarp Savaşı ve sonrasında başlayan 1. Dünya Savaş´ında ta Çanakkale´den Yemen´e, Galiçya´dan Sarıkamış´a kadar çok büyük ibr coğrafyada maalesef Alman Kurmay´ın Komutanlığında ve Enver Paşa´nın arkadaşlarının hayalperest dünyasında Anadolu´nun, Rumeli´nin bütün yiğitlerinin bir değirmen taşındaki buğday tanesi gibi öğüterek hiç eden bir kıyım olmuştur. Bunun sonucunda Mondros Mütarekesi ve Sevr Anlaşması´yla; ki Sevr Anlaşması´nı imzalayacak bir Sadrazam bulamamıştır Osmanlı İmparatorluğu. Efendim Tevfik Paşalar, Ali Rıza Paşalar, Kamil Paşalar ve sonra Reşat Halis Paşa´ya o anlaşma imzalatılmıştır.Sonrasın da Sevr anlaşması uygulanmaya başlamış ve Anadolu´nun bir çok köşesi Emperyalist güçler grubu yardımcıları tarafından işgal edilmeye başlanmış.Bu arada Samsun´a bir gemi yanaşmış, bir köhne vapur yanaşmış, ordan bir adım atılmış Anadolu´ya, Samsun´a. Mustafa Kemal bir adım atmış. İşte Cumhuriyet´te atılan adımlardan, o yola döşenen taşlardan önemli bir taş.Bunun sonrasında Amasya, Erzurum, Sivas ve sonrasında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi.Samsun´da doğan liderlik halkı arkasına almış ve halkın örgütlenmesini meclise sağlamış. Bundan sonra sıra gelmiş Kurtuluş Mücadelesi´ne ve 2 yıldan fazla süren br dönemle kurtuluş savaşımızı vermişiz ve Emperyalistleri bu ülkeden göndererek, denize dökerek, bu ülke topraklarını bir vatan haline getirmişiz.Bunun sonrasında da imzalanan Lozan Anlaşması´yla da bu vatan topraklarının tapusu elde edilmiş ve sıra gelmiş bu pastanın kremasına, taçlandırmaya gelmiş, Cumhuriyet´i kurmuşuz.Cumhuriyet´i kurmuşuz ama tabiki iş bitmemiş. Mustafa Kemal Atatürk´ün Devlet´imizi kuran, Cumhuriyet´imizi kuran Ulu Önder´in dediği gibi bundan sonra daha büyük bir mücadele başlamış.O mücadeleyi biz yoksulluğa ve cahillğe karşı vermeye başlamışız. Yüzde 5 bir okuma oranı ve taş taş üstünde kalmayan bir ülke. Ondan sonra kısa sürede çok güzel şeyler yapılmış. Aslında Lozan´la herşey bitmemiş. Lozan´la biz kapitülasyonları kaldıramamışız. 5 sene sonra kalkmış ve 1929´da bir çok romana konu olan büyük bunalım başlamış.Aslında büyük talihsizlikler yaşamışız.Buna rağmen o genç Cumhuriyet çok güzel şeyler yapmış.İlk 10 yılda 15 yılda kendi mücadelemizi vermişiz ve 1946´dan sonra çok partili döneme geçmişiz. Hep güzel şeyler yapılmış ve bu Cumhuriyet fikri, demokrası fikri inişli çıkışlı bir yol izlemiş. 1950-1960 döneminde bu grafiğin indiğini görüyoruz.Keza 12 Mart 1980 askeri cuntası ve son dönemde AKP iktidarıyla bu grafiğin maalesef demokrası grafiğinin çok keskin bir iniş yaptığını görüyoruz. Bir referandum yaşadık, mezarlıktan ölüler çıktı oy verdi, demokrasiden bir çok ödün verdik. Daha sonra Başkanlık rejimi ama daha sonra adı Partili Cumhurbaşkanı dediğimiz bir rejim başladı. Tarafsızlığa yemin eder bir Cumhurbaşkanı ama aynı zamanda bir parti başkanı. Böyle bir dönem yaşıyoruz şuanda ama arkadaşlar biz umutsuz değiliz. Çok umutluyuz.En son geçirdiğimiz Milletvekili seçimleri, en son geçirdiğimiz yerel seçimler bu demokrasi eğrisinin yukarı doğru çıktığını bize gösterdi.Çok umutluyuz. Burada bizler, yetişkinler, gençlerimiz bu gibi toplantılarda bu konferansta herkes yani Olimpostan ateş çalında getirin bir protesto istemiyoruz bunu.Böylelikle çemberi ne kadar genişletirsek sonuca o kadar çabuk ulaşırız diye düşünüyorum ben.Takibi bu çemberin alanıda çok önemli, çemberin alanı pi r2. Buarada pi Babil´den Mısır´a kadar değişerek gelmiş ama Arşimet´e kadar değişmiş ama Arşimet´ten günümüze kadar 3.14 bunu değiştirmeleri mümkün değil. Neyle değiştiricez? Çapla değiştiricez. Çapımızı arttırıcaz. Bu da bilgi. Bunun için bu toplantıları yapıyoruz. Bunun için saoğlusun Genel Başkan Yardımcım bizleri kırmadı. Burda kendisine tekrar teşekkür ediyorum. Hepiniz hoş geldiniz tekrar Cumhuriyet Bayram´ınızı kutluyorum. İyi ki varsınız.Sağolun varolun.?dedi. İsmail Fikirli´nin konuşmasını tamamlamasının ardından Belediye Başkanı Besim Dutlulu konuşmasını gerçekleştirmek üzere davet edildi. Dutlulu ?Ben önce Millet Vekilimiz konulur diyordum ondan. Sevgili Genel Başkan Yardımcım, Milletvekilleri, Değerli misafirlerimiz, Turgutlu Belediye Başkanımız, Turgutlu´lu yöneticilerimiz, partilililerimiz, Akhisarlı Muhtarlarımız hepiniz hoş geldiniz.Ben sözü fazla uzatmıycam. Öncelikle şunu söylemek istiyorum 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm Akhisarlıların Tüm Türkiye´nin kutlu olsun efendim.Şunu söylemem lazım bugğn bir ortadoğu ülkesi değilsek, bugün başka ülkeler bizim üzerimizde toprak hesabı yapmıyorsa bunu biz iki şeye borçluyuz. Biri ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Paşa Atatürk, diğeride Cumhuriyet. Bu ikisi sayesinde ileri doğru umutla bakıyoruz.Çozuklarımız için daha güzel bir Türkiye hayal ediyoruz, daha güzel bir şehir hayal ediyoruz ve hem Cumhuriyet´imize hem Atatürk´e olan borcumuzu ödememiz mümkün değil.Ben Cumhurşyet Halk Partisi mensubu olmaktan gurur duyuyorum. Cumhurşyet Halk Partisi bugün Türkiye´de çağdaşlığın, laikliğin, sosyal demokrasinin, halkça paylaşmasının bayraklarını dikmeye devam ediyor.Şöyle bir siyasi yelpazeye baktığınız zaman çünkü insanlar bana zaman zaman soruyor, ?Neden Cumhuriyet Halk Partisi?´ Siyasi yelpazeye baktığınız zaman parti ismi vermek istemiyorum ama meclisteki partileri şöyle bir gözden geçirin. İşçinin hakkından bahseden, eşitlikten bahseden, kadın haklarından bahseden, bunlar için savaşan Cumhuriyet Halk Partisi´nden başka hiçbir parti yok, kısa vade de olucak gibi gözükmüyor. Bu yüzden partimizin önemi gün geçtikçe daha da çok ortaya çıkıyor. Evet Cumhuriyet Halk Partisi zaman içinde hatalar yapmış mıdır? Her parti gibi yapmıştır ama geçmişle hesaplaşmanın geçmişi sorgulamanın başka partilerin yaptığı gibi geçmişimizle ilgili yorumlar yapmanın ne gereği var ne de zamanı. Bizim artık ileriye bakmamız lazım.Bizim geçmişteki hatalardan ders çıakrtıp CHP nasıl bugün seçim kazandıysa, İzmir´de, İstanbul´da Ankara´da birçok büyük şehirde belediyeleri aldıysa nasıl Akhisar´da seçim kazandıysa tüm Türkiye´de CHP´nin iktidar olma zamanı gelmiştir. Doğru işler yaparak bu işi başarabiliriz, buna bende inanıyorum bütün partilerinde inanmasını istiyorum. Dediğim gibi ben çok uzatmıycam buügün çok anlamlı bir gün, Akhisar ve tüm Türkiye´de ben bunu hissediyorum. Çok farklı kutlanıyor Cumhuriyet Bayramı. İnsanlar daha çok katılımcı, her taraf bayraklarla süslü, bir Akhisarlı olmaktan ben gurur duydum bu gün. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Yunus Emre hocamızda, hocamız diyoruz çünkğ aynı zamanda bir akademisyen dinlemek için sabırsızlanıyoruz. Tekrar hoş geldiniz efendim. Çok sağolun.?dedi. Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu´nun konuşmasının bitmesinin ardından konuşmasını yapak üzere CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen sahneye davet edildi. Başevirgen ?Sayın Genel Başkan Yardımcım, Milletvekili arkadaşımi Belediye Başkanlarımız, İlçe Başkanlarımız, yöneticilerimiz, Belediye Meclis Üyelerimiz, Belediye Başkan Yardımcılarımız, gençlik kollarımız,kadın kollarımız ve siz saygı değer Akhisarlılar hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, hoşgeldiniz.Ben öncelikle Genel Başkan Yardımcımıza bugün burada olduğu için, Cumhuriyet Bayramı´nda bizlerle olduğu için çok teşekkür ediyorum. İkinci bir teşekkürümde Akhisar Belediye Başkanı´mıza Besim Dutlulu´ya yapmak istiyorum. Yıllar sonra Akhisar´ımıza sosyal demokrat Belediyeciliği getiren, halkçı belediyeciliği getiren Besim Dutlulu başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Kendisine alkış istiyorum. Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, eğer bugün gözlerimizi açtığımızda, uyandığımızda Cumhuriyet´le uyandıysak, Demokrasiyle uayndıysak, eşitlikle, Halkçılıkla uyandıysak, bağımsızlıkla, özgürlükle uyandıysak bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk´e ve silah arkadaşlarına borçluyuz. Ben Ulu Önder´imizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ü ve silah arkadaşlarını minnet ve saygıyla anıyorum.Hepinizin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.Atatürk´ün izinde Cumhuriyet çocuklarıyız diyorum. Hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum.? Dedi. Başevigen´in konuşmasını tamamlamasının ardından CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu konuşmasını yapmak üzere davet edildi. Bakırlıoğlu ?Çok değerli Genel Başkan Yardımcım, çok değerli Milletvekili arkadaşım, Belediye Başkanlarımız ve yardıcıları, İlçe Başkanlarımız, yöneticilerimiz, Belediye Meclis Üyelerimiz ve çok değerli hanımefendiler, beyefendiler hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.Belediye Başkanımız Besim Dutlulu, Yunus Emre´yi dinlemek için sabırsızlanıyor. O yüzden sözlerimi fazla uzatmak istemiyorum. Evet arkadaşlar bugün 29 Ekim biz bugün burada sabahtan bu yana Akhisar´ın çeşitli yerlerinde, ben Kırkağac´a gittim, Manisa´ya gittik.Coşkuyla 29 Ekim´i kutluyoruz. Cumhuriyet´imizin 96 yılını kutluyoruz. Esasına bakarsanız, bu Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyet´inin 96 yıl evvel Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan bu Cumhuriyet bir mucize.Hakikatende bir mucize.Şöyle düşünün.Bir imparatorluk yüzlerce yıl süren bir gerileme dönemi ve çöküş dönemi, dört bir cephede biraz evvel başkanım saydı.Balkanlarda, Trablusgarp´ta, Çanakkale´de, Sarıkamış´ta, dünyanın dört bir köşesinde on binlerce, yüz binlerce evladını, gencini kaybetmiş,halkının yüzde 95´i köylerde yaşıyor. Şehirde yaşayan bir nüfus yok. Okul yok. Hastane yok. Mühendis yok.Sermaye yok.Fabrika yok. Yok. Yok. Yok.Bundan 96, bundan 100 yıl önce bu Anadolu´da yokluklar vardı daha sonra ne oldu ha birde bunun üzerine işgal altındasın. Dört bir tarafın işgal altında. Daha sonra ne oldu? 19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Atatürk´ün Samsun´a ayak basışı ve ardından başlayan o destansı Millli Mücadele. Erzurum Konferansı, Sivas Konferansı, 23 Nisan 1920 Ankara´da Meclis´in açılması, Milli Mücadele büyük yokluklar içerisinde. Mustafa Kemal Atatürk´e soruyorlar. Kurtuluş Savaş´ını başlatıcam diyor Mustafa Kemal. ?Paşam ordu yok. Kurarız diyor.Paşam Silah yok. Alırız diyor. Paşam para yok. Buluruz diyor.´ ve tüm bu imkansızlıklar altında bir Milli Mücadele görüyoruz ve neticesinde 9 Eylül günü İzmir´de düşmanı defediyoruz ve arkasından da 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet´i kuruyoruz.Şimdi böyle düşündüğünüz zaman hakikatende bir mucize bu. Yani Türkiye Cumhuriyet´inin kurulması, o yoklukta Milli Mücade´nin verilmesi hakikatende bir mucize. Bundan 96 yıl önce Anadolu´da yaşayan insanlar bir mucizeye şahitlik etti. Bundan 96 yıl önce dünya bir mucizeye şahitlik etti. Türkiye Cumhuriyet´ine şahitlik etti. Evet çok zor şartlarda kurulan bir Cumhuriyet, Milli Mücadele verilerek kurulmuş bir Cumhuriyet ancak esas savaş bundan sonra başlıyor, cehaletle savaş, yoklukla savaş başlıyor ve bir mucizede bundan sonra yaşanıyor. Yani Anadolu´nun aydınlanması, Türk Derimi işin aslına bakılırsa bir Rus Devrimi gibi, bir Amerikan Devrimi gibi, bir Fransız Devrimi gibi, dünyadaki önemli hadiselerden bir tanesi ve bu ülkede yaşayanlar bu coğrafyada yaşayanlar el birliği içerisinde aydınlanma haraketi başlatıyorlar ve Türk devrimini ortaya koyuyorlar. Birbiri ardına yapılan Reform haraketleri, devrimler peşisıra birbirini izliyor. Bu da bir mucize. Yani böyle bir coğrafyada, Orta Doğu´yla bütünleşmiş bir coğrafyada bugün böyle bir devlete sahip olmakta işin aslına bakılırsa bir mucize. Bir başka mucizeden bahsedeyim buna yakın zamanda hepiniz şahitlik ediyorsunuz. Şuanki idare, yönetim, iktidar ve şuanki iktidarın basiretsiz yönetimine rağmen bu kadar kötü yönetimine rağmen halada ayakta kalmamız halada dünyada sayılı devletlerden bir tanesi olmamızda işin aslına bakılırsa bir mucize. Ben bunu şuna bağlıyorum. Bu kadar dış siyasette, ekonemide yaşanan gelişmeler, bugün 4 milyon tane Suriyeli var yani bizim son 15-20 yılda yaşamış olduğumuz, karşı karşıya kaldığımız olaylarla başka bir ülke karşı karşıya gelse tarihin tozlu sayfaları arasında yerini alırdı.Tarihin en yüksek işsizlik rakamlarıyla karşı karşıyayız ama biz ayaktayız. Buda bir mucize. Biz bu mucizeyi bu devletin temellerini atan Gazi ustafa Kemal Atatürk´e borçluyuz bunun başka bir amntıklı açıklaması yok.Ben Cumhuriyeti´mizin 96 yılını kutluyorum.bizi kırmayan bugün aramızda olan sayı Yunus Emre Bey´e teşekkürlerimi sunuyorum ve sözü ona bırakıyorum.? Dedi. CHP İstanbul Milletvekili aynı zamanda Parti Meclis Üyesi ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Emre biyografisi okunmasının ardından Emre sözü devir alıp ülke ekonemisi, işsizlik, gelecek planları, geçmiş yaşananlar ve ülkenin dönemsel durumları üzerine konuşup meclisteki partileri değerlendirip konuşmasını noktaladı.
Ardından KÖKLER CHP, DEVAMLILIK VE DEĞİŞİM adlı kitabını okurları için imzaladı.
