DİYETİSYEN TOPRAK “KİLO ALIP VERME SÜRECİNDE SİHİRLİ BİR DEĞNEK YOKTUR”

DİYETİSYEN TOPRAK “KİLO ALIP VERME SÜRECİNDE SİHİRLİ BİR DEĞNEK YOKTUR”

“DİYET = İSTEK, AZİM VE KARARLILIK”

Özel Doğuş Hastanesi’nde çalışma hayatını sürdüren Diyetisyen aynı zamanda Emzirme Uzmanı Elif Toprak ile mevsimsel-sağlıklı beslenme, spor ile diyet arasındaki bağlantı, çocuk-yetişkin beslenmesi, online-yüz yüze diyet hakkında merak edilenler üzerine konuştuk.

Sonbahar mevsimine girerken yeme-içme alışkanlığımızda yapmamız gereken değişimler, spor yaparken beslenme konusunda yapılan yanlışlıklar, bireyin kilo alamama-verememesinin altında yatan sebepler ve daha birçok konudan bahsettiğimiz görüşmede öncelikle “Elif Toprak kimdir?” sorusunun cevabını aldık. Doğduğu Hastanede Diyetisyen ve Emzirme Uzmanı olarak çalışan Toprak, İstanbul Medipol Üniversitesi mezunu. Anne-bebek beslenmesi, tıbbi diyabet, insülin dozlarının ayarlanması, kilo alma-verme süreçleri, gebelikte beslenme alanlarında faaliyet gösteriyor. Bunun dışında farklı alandaki hekimlerle birlikte çalışmayı seven Toprak, onların verdiği ilaç tedavilerini besinlerin doğru tüketimi ile destekliyor.

ONLİNE VE YÜZ YÜZE DİYET ÜZERİNE          

Aynı zamanda ebebek Bölge Temsilciliği görevini de sürdüren Toprak, son dönemde popülerliği giderek artan ve kendisinin de uyguladığı online diyet üzerine konuşmasına giriş yaptı. “Birebir iletişim, göz teması ve etkileşime daha çok inanıyorum.” diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü; “Ama günümüzde online diyette hayli popüler durumda. Sosyal ağlardan kurduğumuz iletişim ile bizleri tercih eden bireylere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle yaşanan bir kolaylıkta diyebiliriz. Online diyet sürecinde birebirdeki etkiyi görmemiz tabi ki daha zor oluyor. Burada, çalışma ofisimizde hastalarımızın vücut analizlerini yapmamız çok daha kolay. Kilo kaybının yağdan, kastan ya da sudan, nasıl olduğunu burada daha net görüyoruz. Online diyette ise bunu antropemetrik ölçümlerle yapabiliyoruz yani bel, kalça, bacak ve kol çevresi ölçümüyle. Yağdan kaynaklı bir kilo verme mi, yoksa kasımız mı erime eğilimi gösterdi, vücudumuz şekilleniyor mu, ancak böyle anlayabiliyoruz. Daha çok yüz yüze diyet taraftarı olduğumun da altını çizmek isterim.” dedi.

KİLO ALMAK-VERMEK ÜZERİNE

Kilo vermenin almaya nazaran daha kolay olduğunu aktaran Diyetisyen Toprak “Ne kadar yerse yesin kilo alamadığını söyleyen danışanlarımda oluyor. Su içtiğinde yaradığını belirten danışanlarımda. Tabi ki uyguladığımız çok farklı yöntemler var. Hedefine çok kısa sürede ulaşan danışanlarım olduğu gibi, azim, istek ve çaba göstermesi gerekenlerde var. Öncelikle sıkılmamaları gerekiyor. Mesela kilo alma sürecinde her akşam uygulanması gereken tarifler veriyorum. Pilavın yanında ekmekte mi yiyeceğim dememeleri gerekiyor. Hatta artık kilo almak istemiyorum diyen danışanlarım dahi oldu. Bu süreç tamamen istemekle alakalı. Kilo verme ise sporun da etkisiyle daha da hızlanabiliyor. Öğünlerimizi kalori dengelemesi yaparak tüketiyoruz. Tatlı varsa porsiyonumuzu daha ufak tutuyoruz gibi.”

DİYETE BAŞLAMADAN ÖNCE

Danışanları ile kilo alma ya da verme sürecine girmeden önce çeşitli tetkikler yaptığını aktaran Toprak; “Öncelikle tam kan sayımı yapıyoruz, troid hormonlarına bakıyoruz; T3-T4 dediğimiz. Ben bir dahiliye uzmanı ile beraber çalışmanın daha doğru olduğuna inanıyorum. Önce dahiliye uzmanımızla görüşüp kan değerlerine, 3 aylık şeker değerlerine bakılması gerekiyor. Örneğin zayıf bir çocuk çok tatlı isteği olmasına rağmen, çok su tüketmesine rağmen kilo alamıyor. Bunlar aslında şeker hastalığının da belirtileridir. Kilo almak maksadıyla bize gelip şeker hastalığı tanısı koyduğumuz kişilerde olabiliyor. Şeker ve kolesterol genel baktığımız taramalar arasında.”

BİTKİSEL ÇAYLAR

Kilo alıp verme aşamasında sihirli bir değneğin olmadığını kaydeden Diyetisyen Elif Toprak, bitkisel çayların olumlu etkilerinin görmezden gelinemeyeceğini söyleyerek “Kilo verme konusunda sihirli bir değnek yoktur. Tamamen istek, azim ve kararlılığa bağlı. Mesela yeşil çayı sadece kilo vermek için değil 11 yaşından büyük bir çocuğun bile tüketmesi gerekir. Antioksidan gibi düşünebiliriz. Diyet ve zayıflama denilince akla ilk yeşil çay geliyor. Sihirli bir değnek değil ama bize artısı var diyebiliriz. Ama bunlarda hastalıklarla bağlantılı. Mesela tansiyon hastasına verilebilecek bitki çayları ayrı, kan sulandırıcı kullanan bir hastaya verilebilecek bitki çayları ayrı. Mesela limon tansiyon düşürür, buna dikkat etmek gerekiyor.” dedi. Bitki çaylarının tüketiminin sıklıkla olmasa dahi hayatımızda yer etmesi gerektiğini anlattı.

BÖLGESEL KİLO KAYBI “YAĞDAN KİLO VERİLİRSE YÜZ ÇÖKMEZ”

Bilinçsiz kilo verme aşamasında özellikle yüzde çökme şikayetinin oluştuğunu söyleyen Toprak, kilonun yağdan mı, kastan mı verildiğinin önemli olduğuna değinerek sürekli yanlış diyet yapmanın metabolizmayı yavaşlatacağına ve ters etki ile kilo alma eğilimine geçileceğini ifade etti. Diyet yapmanın sanıldığı gibi yemek yememek anlamına gelmediğini yiyerek de kilo verilebileceğini aktardı ve şu cümleleri kaydetti;  “Yağdan kilo kaybı yaşanırsa kilo verme aşamasında yüzde çökme olmaz. Eğer birey ideal kilosunun altına düşerse, yaşlanma ve hasta haldeki gibi ifade edilen o yüze sahip olma yaşanabilir. Benim 30 kilo veren danışanımda var ve hiç birinde bu oluşmadı. Bilinçsizce yapılan diyetlerde su, kas kaybı olabiliyor. Vücut enerjisiz hissedebiliyor kendini. Diyet yapmak hiç yemek yemeyeceğim anlamına gelmiyor. Bir metabolizma hızı ve alması gereken kalori miktarı var, bunları tek tek hesaplamak gerekiyor.

YİYEREK KİLO VERMENİN FORMULÜ; SPOR YAPMAK

Hem yemek yiyerek hem kilo vermenin formülü ise spor yapmak. Aslında diyet değil de yaşam biçimi haline gelmeli. Bugün fazla kaçırdıysa ertesi gün insan dengelemeyi bilmeli. Sporu da sadece vücut geliştirmek için değil sağlıklı olmak için yapmalı. Tahterevallideki dengeyi sağlamak önemli. Yediğimiz içtiğimiz kadar yaptığımız hareketler de önemli.”

“AŞIRI SU TÜKETİMİ DE ZARARLI”

Genel olarak danışanlarının az su tüketimi yaptığının altını çizen Toprak az da olsa su tüketiminin çok olduğu bir grubunda var olduğunu söyledi.

“Genelde az su tüketen danışanlarım mevcut ama fazla su tüketen böbreklerini yoran ve vücuttaki elektron dengesini bozan danışanlarımda mevcut. Aşırı su tüketimi de bu konuda zararlı. Böbrek hastalarının sıvısı kısıtlanması gerekiyor. Böbrek rahatsızlığı bulunan bireyde kilo başına su tüketimi hesaplanıyor. Sağlıklı bir birey yarım saatte bir bardak su içmeli.”

YETİŞKİN VE ÇOCUK BESLENMESİ

“Aslında evebeyn ne yiyorsa çocukta onu yemeli.” diyen  diyetisyen “Gelişim çağında kas kütlesi artıyor, boyu büyüyor ve bir yetişkinden daha fazla haraketli. Gün içerisinde alması gereken kaloriyi bir öğüne toplayamayacağımız için ara öğünlerle desteklememiz gerek. Bu sebeple antioksidan öğünlerden yana tavır almalılar. Mesela meyveli süt yerine sade süt ve yanında meyve vermek gibi. Ayrıca yetişkinler ara öğün atlayabiliyor ama bu çocuklarda yapılmamalı. Süt, yoğurt, ayran kefir… Çocuklar pek yiyemeyebiliyor yetişkinler bunları hatırlatmalı. Ödevlerini yaptıkları sırada meyve soyarak götürmeli mesela. Okul çağındaki çocuklar için özellikle mutfağınızda bunu yapın demek bence doğru değil. Evde ne pişiyorsa o tüketilmeli. Tabi bu konuda kızartmadan yana tavır almamak gerekiyor. Ben az yağlı pişiriyorum bahanesi ağızlarda yer atmış durumda. Aslında bilinenin aksine az yağda pişen yemekte normal yağda pişen ile aynı yarar ve zararı sağlıyor”

SPORCULARA TAVSİYELER

Spor yapan bireyleri de atlamayan Doğuş Hastanesi Diyetisyeni sosyal medyada sürekli gündem olan karışımlara dikkat çekerek uyardı. “Alerjiniz olabilir, yaptığınız spor, kilonuz, gün içerisinde aldığınız kalori miktarı, almanız gereken kalori miktarı, kaybettiğiniz su aynı olmayabilir. Bu durumda yapılan karışımların yararından çok zararı ön plana çıkabilir. Nasıl ki diyet yapan kişi spora yönlendiriliyorsa, spor yapan kişinin de diyet programı olmalı. Bu ikisini birbirinden ayırmak pek mümkün değil.” diyerek şu ifadeleri kaydetti; “Diyet ile spor nasıl ayrılmazsa sporcularda diyetisyenlerden yardım almalılar. Profesyonel olarak bir spor branşı ile ilgilenmeseler dahi günlük hayatta hepimiz biraz spor yapıyoruz. Spor salonlarına gidiyoruz. Bunun için tükettiği sıvı miktarı da çok önemli. Tükettiği ve kaybettiği sıvı miktarı ölçümlerini yapmak önemli. Sporcunun diyetisyenle çalışması kas kaybı yaşamaması, yağ yakarak mevcut kaslarını korumak ve geliştirmek açısından da önemli. Bilinçsizce yapılan beslenmeler daha da risk oluşturabilir. Mesela sabah 6 yumurta yiyeyim, bu kadar pirinç tüketeyim yerine kilosuna ve metabolizmasına, günlük yaptığı sporda yaktığı kaloriye göre değişimler göstermeli.”

ANNE SÜTÜNÜ ARTIRMAK İÇİN

Emzirme Uzmanı ve ebebek Bölge Temsilcisi Elif Toprak anne sütünü arttırmak için ufak tiyolarda verdi. Toprak “Hastanemizde aynı zamanda emzirme danışmanlığı yapıyorum. Manisa’da ebebek bölge temsilcisiyim. Birçok emziren anne ile çalışıyorum. Gerek kilo vermek gerekse süt arttırma yöntemleri gibi. Doğru bilinen çok yanlışlar var. Sütün azalmasındaki en büyük etken ise stres. Su tüketimi kesinlikle arttırılmalı. Burada sıvıdan kastım özellikle su sonrasında ise şekersiz yapılan kompostolar, ev yapımı meyve suları, kefir, ayran tarzı içecekler. Bulgur pilavı ve kısır tüketimi de süt miktarını arttırır. Bunu söylediğim de genelde şaşkınlıkla karşılanıyor. Yanında bir bardak ayran ile ara öğün olarak kısır tüketilebilir. Bunu kendileri de hissediyor zaten, süt miktarındaki artışı. Kimyon, tarçın da bu konuda etkili. Bebeğin beyin gelişimi açısından da ceviz, fındık, badem tüketimini öneriyorum. Her emzirmeden sonra ara öğün olarak yapılmalılar. Her emzirme sonrası da boşalan göğüs tekrar dolum sağlıyor, bu arada mutlaka su tüketimi yapılmalı. Tahin helvası, dereotu, yumurta, peynir önemli. Anne güzel beslensin ki bebeği de güzel beslensin.” dedi.

KAFEİN MİKTARI

Doğum sonrası baş ağrılarını önlemek için önerilen kahve tüketimi üzerine de konuşan Toprak “Gebelik döneminde alınması gereken kafein miktarı 200 miligram. Normal bir insan da ise alınması gereken miktar 300 miligram olmalı. Emziklilik döneminde de fazla kafein alınmamalı, günde bir fincan Türk kahvesi olabilir. Ayrıca ilk 10 gün gaz yapıcı besinlerden de kaçınılmalı. Karnabahar, lahana gibi yiyecekler tüketilmemeli. Sütte gaz yapabiliyor, bunun yerine sütlü tatlıları öneriyorum. Ne kadar çok sıvı o kadar çok süt, ne kadar iyi psikoloji o kadar çok süt.”

MEVSİMSEL BESLENME ÜZERİNE

Mevsimsel geçişlerde özellikle hastalanma oranlarında yaşanan artışın bağışıklık sistemini güçlendirmek ile önlemenin mümkün olabileceğini aktaran Diyetisyen Toprak, bu dönemde ne tüketilmeli sorusuna yanıt olarak “Mevsim meyve ve sebzelerini tüketmeliyiz. Pazarda ne varsa onu yemeliyiz aslında. Ayrıca düzenli beslenme ve sıvı tüketimi de çok önemli. Probiyotik gıdalarda çok önemli. Tarhana çorbası, yoğurt gibi. Hazır gıda yerine antioksidan bir meyve tüketilmeli. Eğer bunları yediğiniz besinlerle karşılayamıyorsanız ek gıdalara başvurulabilir. Tabi bunu da yaptığımız tetkikler sonrası söyleyebiliriz. Bu konuda yani ek gıda tavsiyesi konusunda hekimlerimize yönlendirme yapıyorum. Benim önceliğim doğaldan yana. Uykuda beslenme üzerinde çokça etkili, düzenli olarak her gün en az 7 saat uyumalıyız.”

OKUL ÇAĞINDA BESLENMESİ

Okul çağındaki beslenme üzerine bilgiler paylaşarak konuşmasını noktalayan Diyetisyen ve aynı zamanda Emzirme Uzmanı Elif Toprak “Çocuklarda özellikle okul çağında kahvaltı çok önemli. Bir simit 4 dilim ekmeğe, bir poğaça ise 3 dilim ekmeğe eşit, aynı zamanda çokça yağ barındırıyor içerisinde. Ama o çocuk evde peynirini, yumurtasını, domates ve salatalığını yese hem daha çok vitamin, mineralini almış olacak hem de protein tüketmiş olacak. Anneler erken kalkıp evde kahvaltı hazırlarsa çok daha iyi olur. Beslenme çantalarına da hazır kek koymak yerine kendi yaptıkları şeker oranı az keki koymalılar. Tarifte bir buçuk su bardağı şeker yazıyorsa bunu 1 bardak olarak değiştirebilirler. Kuru meyvelerle de tatlandırabilirler. Yanlarına koyacakları süt ve kek ara öğün olarak çok daha iyi. Hazır gıdalara ve glikoza hiç girmiyorum. Meyve tüketimi hazır gıda ve glikoza göre çok daha iyi.” dedi.


Haber Kaynak : Rüstem Savaş


FİZİK TEDAVİ UZMANI KARATAŞ ÖZEL MEDİGÜN AKHİSAR HASTANESİNDE

VEREM HASTALIĞI HAKKINDA BİLGİLENDİRDİLER

ÖZEL MEDİGÜN HASTANESİ’NDEN ÖZEL EĞİTİM UYGULAMA MERKEZİNE ZİYARET

ÖZEL MEDİGÜN’DEN YAŞLILARA SAYGI HAFTASINDA ANLAMLI ZİYARET

“RAMAZANDA ORUÇ TUTANLAR İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ”

DERMATOLOJİ UZMANI DR. HAROVA MEDİGÜN AKHİSAR HASTANESİNDE

"AYAKTAN KEMOTERAPİ ÜNİTESİ” HAKKINDA BİLGİLENDİRDİLER