Süleyman Kollu


AKILSIZ BAĞIMLILIK ..!

Teknolojik gelişim insan hayatını kolaylaştırıp, rahat yaşam seviyesini yükseltirken bir taraftan da bireysel yaşamı tetikleyip, kişilerin sosyal yapılarına önemli zararlar vererek onları yalnızlaştırıp bireyselleştirmektedir.


Davranışsal bağımlılık olarak ta adlandırılan bu bağımlılık türü giderek çok küçük yaşlardaki çocuklara etki ederek , insan oğlunun gelecekteki en büyük tehdidi olma yolunda hızla ilerlemektedir. İnsan tanımı yapılırken yirmi yıl önce çok rahat kullandığımız sosyal bir varlıktır ifadesinin temelini dinamitleyen bu  bağımlılık insan ilişkileri ve insani duyguları törpülemekte, bireysel düşünce, bireysel yaşama isteğini körüklemektedir. Önceleri  dede, nine ve torunlar arasında yaşanan kuşaklar arası çatışma, şimdi anne, baba çocuklar arasında yaşamakta, çok yakın gelecekte kardeşler arasında yaşanacak ve bireysel yaşama mahkum olan insanlar anti sosyal kişilik bozukluğu nedeniyle tarifi imkansız bir yalnızlığa sürüklenebilecektir.

İnsanları mutlu eden şeylerin giderek değişmesi de bu teknolojik bağımlılığa dayanmaktadır. Bir oyunda yakalanan skor, güzel bir resim veya anlamını bile bilmediği kulağa hoş gelen sözün paylaşılması, insanların kendisiyle çok ilgilendiği ve beğendiği  hatta  emsallerinden çok daha zeki olduğu düşüncesi , algısı, davranışsal bağımlılığı tetikleyen etkenlerdir.

Eğitim öğretim çağı öncesinde akıllı telefon ve bilgisayarla tanışan çocuklar, okulda öğretmen, arkadaş ilişkilerini kurmakta zorlanmaktadır. Sağlıklı ilişki kuramadığı okulda mutlu olamayan öğrencilerin geleceklerini ilgilendiren kararları uygulayıp davranışları sergilemeleri beklenemez. Giderek yalnızlaşan, yalnızlaştıkça, içinde yaşadığı hayal dünyasının (ki sanal alemdir) baskısı altında ezilen çocukların dış uyarıcılara verdiği tepkiler tutarsız ve anlamsız olmaktadır. Bu durum onun eğitiminden sorumlu ebeveyn ve öğretmenleri tarafından kontrol edilemez bir hal almış durumdadır. Çocukların olaylar karşısında verdikleri tepkiler ölçüsüz, anlamsız olabildiği gibi tepkisizlikte dikkat çekmektedir. İç dünyasına ulaşılamayan çocuklar, birçok suçu işleme potansiyeli oluşmakta, kötü amaçlı kişilerce yönlendirilmesi kolaylaşmakta, dijital bağımlılığın yanında daha birçok kötü bağımlılık tehdidine açık hale gelmektedir.

Aile içinde ve okul öncesi dönemde kontrolsüz akıllı telefon, bilgisayar kullanımı ile aile bireyleri ve akranlarından giderek uzaklaşan çocukların okul öncesi eğitiminde, ilkokul eğitiminde ilgi alanının tespiti, öğrenme yetisinin tespiti veya öğrenme zorlukları ile ilgili tespitler doğru yapılamamaktadır. Bu nedenle, üç yaşında akıllı telefonla tanışıp, oyuncak olarak kullanmaya başlayan çocukların bu korkunç tehditten korunması  şarttır. Bu ancak iyi bir eğitim planlaması ile mümkün olacaktır. Bu eğitim planlamasının uygulama paydaşları, ailenin tüm bireyleri ile birlikte bir psikolog, pedagog ve aile hekimi olmalıdır. Aile ve sosyal politikalar bakanlığı ile milli eğitim bakanlığının işbirliği, sağlık bakanlığının desteği ile bu problemin acilen çözülmesi elzemdir.

Özellikle yaz tatili gibi uzun süreli okuldan uzaklaşılan dönemlerde çocukların evden de dışarıya çıkması, doğa ile buluşup gerçek hayatın içinde aktif rol alması çok önemli kazançlar sağlayacaktır. Bu sebeple eğitim öğretim yılı içinde çocuklarına yeteri kadar vakit ayıramayan ebeveynlerin yapmamaları gereken hata, çocukları yaz tatilinde bilgisayar oyunları, akıllı telefonlar ve kontrolsüz sosyal medya paylaşımları ile baş başa bırakmalarıdır.

Ebeveynler, alın çocuğunuzu  akrabalarınızı ziyaret edin, çocuklarınıza, amca, yenge, dayı, hala, anne anne, dede, dayıkızı, amcaoğlu gibi kavramları yaşayarak öğretin. El öpmeyi, akrabaya sarılmayı, başkası için bir şeyler yapmayı , çıplak ayakla toprağa basmayı, meyve toplamayı, sebze toplamayı, marketten alışveriş yapmayı öğretin. Mahalle bakkalıyla sohbet etme, bir meslek gurubu mensubu ile kısa süreli de olsa vakit geçirme, bir aşevini, imarethaneyi, huzurevini ziyaret etme şansı verin onlara. Kültürünü yaşayarak öğrenmesi için onlara fırsat tanıyın. Hayatın sanal oyun programları, akıllı telefonlarının ekranları ile sınırlı olmadığının farkına varmalarını sağlayın. Bunu ihmal etmeyin.

Bir gün hastalandığınızda, yaşlandığınızda çocuğunuzun size biraz daha şarj, yeni batarya, güncelleme, sürüm yükseltme vb.  yaklaşımlarla gelmesini istemiyorsanız bunu yapın. Çocuğunuzun elle tutma yeteneğinin her geçen gün azaldığını bilerek, buna göz yummayın. Onların hayal kahramanları elinde esir olmamaları için bunu yapın. Henüz çok geç kalmadınız?