Mustafa Kuzucuk


ÇAĞLAK FESTİVALİ VE ŞEYH İSA -2-

Hacı Bayram Velî´nin damadı olan Eşrefoğlu Rumi´nin babası ve bir kardeşi Manisa´da medfundur.


Hacı Bayram Velî´nin damadı olan Eşrefoğlu Rumi´nin babası ve bir kardeşi Manisa´da medfundur. Bir gün bu kabirleri ziyarete gelen Eşrefoğlu, Manisa´ya gelmişken bir de sohbetlerinin ünü kulaktan kulağa duyulan Şeyh İsa´yı da ziyaret etmek istemiş ve bu düşünceyle Akhisar´daki Şeyh İsa´nın hangâhına gelmiştir. Bu sırada talebeleriyle birlikte ders yapan Şeyh İsa, gelen misafirlere yer gösterip dersine devam etmiştir. Dersin bitiminde misafirlerle sohbet eden Şeyh İsa, Eşrefoğlu´nun konuştuğu her cümleyi pür-dikkat dinlemekte, misafir konuştukça Şeyh İsa ilmin ve tasavvufun manevi atmosferinde yüzemeyeceğini anlamıştır.  Şeyh İsa oturduğu hocalık postundan kalkıp talebelerin arasına oturmuştur. İşte bu oturuş, Şeyh İsa´nın hayatının dönüm noktası olmuştur.

         Sohbetin sonunda Şeyh İsa Eşrefoğlu´ndan ?Hangi çeşmeden su içtiyseniz o çeşmeyi bize de gösterseniz diyerek istirhamda bulunmuş, Eşrefoğlu da onu, Kayseri´deki Şeyh Kasım´a yönlendirmiştir. Şeyh İsa hiç tereddüt etmeden Kayseri´ye gitmiştir.

         Şeyh Kasım, Sivaslı İbrahim Tennuri´nin oğludur. İbrahim Tennuri de Fatih´in hocası Ak Şemseddin´in talebesidir. Bu zatlar muasır olup Somuncu Baba´nın talebeleridir.

         Şeyh Kasım 1477 senesinde ?Koca halifemiz olasın, var git yoluna? diyerek Şeyh İsa´yı 7 dervişle birlikte tekrar Akhisar´a göndermiştir.

         ?Şöhret afettir? diyerek, hep arka planda kalmayı tercih eden, her zaman ?Hızır´ı beklemek için hazır olmak gerek? diyen Somuncu Baba talebesi İlyas Şüca´yı, Müderris Numan´ı çağırmak için Kayseri´den Ankara´ya göndermiştir. İçinde bulunduğu mevki ve makamı bırakarak Somuncu Baba´nın davetini kabul edip önünde diz çöken Müderris Numan, Kayseri´den ?Hacı Bayram Veli? olarak Ankara´ya döndüğü gibi; Şeyh İsa da Kayseri´ye ?Müderris İsa? olarak gidip ?ŞEYH İSA? olarak Akhisar´a dönmüştür.

         Şeyh İsa´nın Akhisar´a geleceği haberi, kendisinden önce Akhisarlı dostlarına ulaşmış ve bu haber Akhisar´da kulaktan kulağa yayılarak büyük bir sevince sebep olmuştur. Öyle ya kişi öndekilerin hayaliyle, geride bıraktıklarının farkına varması çok güçtür.

         Şeyh İsa´nın Akhisar´dan ayrılmasıyla, yürek gemisi su alan Akhisarlılar, çok sevdikleri Şeyh İsa´nın gönül limanına demir atmak için yollara koyuldular.

         Haftalardır yolu gözlenen Şeyh İsa, Simav ? Demirci ? Gördes ? Kayacık ? Dağdere ? Sarı Dede üzerinden Akhisar öncesi ilk durakları Göç Yolu´ndan Küçük Hasköy civarındaki ?Garkın? mevki olmuştur. Şeyhlerinin etrafını hasretle saran muhiplerine ?Gitmek kadar gelmek de haktır? diyerek ilk dersini vermiştir.

         İki hafta müddetle Garkın mevkiinde kalan bu gönül fatihleri, büyük bir aşk seliyle Akhisar´a gelip şeyhlerini baba ocağına yerleştirmişlerdir. Bundan sonra Akhisar ve Akhisarlıların manevi havası, suyu ve iklimi gibi nezih olmuştur. Çünkü Şeyh İsa, Hacı Bayram´ın dolayısıyla Somuncu Baba´nın Akhisar´a uzanan eli olmuştur.

         1478´de Muhsine, 1488´de de Meryem hanım ile evlenen Şeyh İsa, Muhsine hanımdan bir, Meryem hanımdan üç oğlu olmuştur.

         Şeyh İsa, 1510 yılında hacca gitmiş, ziyaret ettiği yerlerdeki büyük zatları ziyaret etmiş; Hemedan´da Muhammed Bedahşani ile görüşüp ondan vefk ilmini, daha sonra Baba Hamdi´den cifir ilmini öğrenmiştir.

         1520´li yılından itibaren Menteşe illerini dolaşmış, yaklaşık 10 yıl Aydın, Köşk, Ödemiş ve Tire´de kalmıştır.

         Şeyh İsa, 26 Haziran 1531 tarihinde vefat etmiş, cenazesini, oğlu İlyas Çelebi ve halasının oğlu Abdi Çelebi birlikte yıkamışlardır. Mezarının üstüne de vefatından üç sene sonra oğlu İlyas Çelebi tarafından, günümüzdeki türbe yaptırılmıştır.

 

Yazımız, haftaya devam edecektir.