Öner Kaya


HIEROKAESAREIA (BEYOBA ?SAZOBA)

Uzun bir aradan sonra siz okuyucularımla Akhisar´ın güneybatısında yer alan ve Artemis Anaitis (Artemis Persike) kutsal alanıyla ünlü Hierokaesareia (Kaisar´ın kutsal kenti)-Hierakome (Kutsal köy) antik kentini anlatarak buluşmak istedim.


     Uzun bir aradan sonra siz okuyucularımla Akhisar´ın güneybatısında yer alan ve Artemis Anaitis (Artemis Persike) kutsal alanıyla ünlü Hierokaesareia (Kaisar´ın kutsal kenti)-Hierakome (Kutsal köy) antik kentini anlatarak buluşmak istedim.

Bu kent, şu anda Beyoba?Sazoba arasında bulunmaktadır. Arkeolojik araştırmalar yada bilimsel kazılar yapılmadığı için antik kent ile ilgili yeterli bilgiler elimizde bulunmamaktadır. Elimizde sadece yüzeyde bulunan yerli ve yabancı bilim adamları tarafından okunmuş yazıtlardan elde edilmiş bilgiler mevcuttur. Umarım bir gün buradada bilimsel kazılar başlar, Pers döneminden itibaren önemli bir kent olan Hierokaesareia gün yüzüne çıkar ve dönemini aydınlatan bilgilere ulaşılır.

Lydia döneminde Hieracome adı hiç geçmemektedir. Bu kentin tanınması Pers dönemi ile olmuştur. Pers Kralı Büyük Kyros  (M.Ö 559-530 ) Batı Anadolu´yu ele geçirdikten sonra antik kentin bulunduğu yerde eski bir Ana Tanrıça Kültünü  devam ettirerek Pers Tanrıçasının kültünü doğrudan kurmuşlardır. Perslerin Ahuramazda dinindetanrıya herhangi bir heykel ya da tapınak yapılmaz ancak birsunak (Ateşgede) üzerinde ateş yakmak suretiyle tapınılırdı. Bu ateş kültü Pers etkisi ile Anadolu´ya girmiştir. Bu tapınma şeklinde üzerlerine yağ dökülerek ateşlenen odun parçaları üflemeden yakılırdı. Bu töreni yöneten rahipler de ateşin önünde ellerinde çubuk demeti tutarlar ve keçeden başlık (Tiara)  giyerlerdi. Artemis Anaitis tapımı İskander?in Anadolu´yu fethinden sonra Artemis tapımına dönüştürülmüş ve daha sonraları Artemis Anaitis adını alarak tapımına devam edilmiştir.

Manisa´nın Akhisar ilçesine bağlı Sazoba köyünde 1975 yılında bulunan bir mermer blok üzerindeki Grekçe yazıtta adı belirtilmeyen bir tanrıçaya adak olarak sunulan 6 kölenin adları yer almaktadır. Yazıtın günümüz Türkçesine çevirisi şöyledir :?Tiberius Claudius Germanicus´un imparator, Publius Cornelius  Scipio´nun ise eyalet valisi (proconsul)oldukları ve tapınak sorumluları (hieronomos) olarak Artemidoros  oğlu Kretinos ile Rhostios  oğlu Biton´un görev yaptıkları sırada Tanrıçaya adanan kutsal köleler şunlardır: Agathion´un kızı Aphia tarafından adanan 14 yaşındaki kız çocuk Olympias,Gaius ?un kızı tarentiaSosilla tarafından adanan kız çocuk Prepousa, Papias oğlu Menandros tarafından  adanan 12 yaşındaki erkek çocuk  Apollonios, PubliciaSaturna tarafından adanan 40 yaşındaki  kadın Syntykhe,Lucius kızı Octavia Ventusa tarafından adanan13 yaşındaki kız çocuk Synete ile 11 yaşındaki kız çocuk Kyklas?. Beyoba ile Sazoba köylerine yakın bir mevkide yer alan ve daha önceki adı Hieracome (Kutsal köy) olan antik Hierokaisareia (Kutsal İmparator Kenti)sınırları içinde bulunan bu yazıt İmparator TiberiusClaudius ?un saltanat dönemine tarihlenmiş olup İ.S.41-51 yılları arasına aittir.Lydia bölgesindeki Hierokaisareia?nın kutsal bir kent olarak adlandırılmasının nedeni burada Pers Tanrıçası Artemis  Persike  (Anahita ya da Anaitis)için kurulmuş olan tapınaktı.Glaukos (Kumçay)adlı akarsuyun yanında yer alan Hierokaisareiakentine ait bir çok sikke üzerinde Artemis Persike?nin  tasvirlerini görmek mümkündür.Halen Manisa Müzesin?de korunmakta olan bu yazıtta adı geçen adak sahiplerinin daha çok kadınlardan ve adanan kölelerin çoğunlukla kız çocuklarından oluşması dikkat çekicidir.Bunu belki Artemis?inkadınlar arasında daha popüler bir tanrıça olması şeklinde açıklamak mümkündür.Ayrıca,adak sahipleri arasında üç Roma vatandaşı kadının (TerantinaSosilla,PubliciaSaturna  ve Octavia  Ventusa)bulunması, bu Pers kültünün Lydia´daki  Romalı göçmenler tarafından tarafından kabul görmesi şeklinde yorumlanabilir.

Çocuk yaşta Artemis´in hizmetine verilen bu kızlar hiç kuşkusuz tapınakta kutsal köle (Hieorodule) olarak temizlik,aydınlatma,bahçe ve hayvan bakımı,dinsel törenlerde yardımcılık gibi işleri yürütmektedirler.Bu çocukların birer ?kutsal fahişe(!)? olarak çalıştırıldıklarına ilişkin düşünceler temelsizdir.Tersine küçük yaşta tapınak hizmetine giren bu gibi çocukların ileri yaşlarda rahip ya da rahibeliğe kadar yükseldiklerine ilişkin kanıtlar vardır.Örneğin  1995 yılında hocam Prof.Dr. Hasan Malay başkanlığında yapılan ve benimde bulunduğum Kula´daki  TomaDağı´nda yer alan AnatanrıçaLarmene tapınağı kazısında bulunan ve olasılıkla İ.S.I.ya da II. Yüzyıla ait olan bir yazıtta şunlar okunmaktadır:?Ben bir bakire olarak burada yaşlanan ve AnatanrıçaLarmene tapınağının Anahtar sorumlusu (Kleidophoros) ve Tapınak Koruyucusu (Neokoros)olan Manios  kızı Saittai´li (Demirci yakınlarında bulunan antik kent) Iulia;Anatanrıça´nın takdiri uyarınca emrettim ki sütannem AnatanrıçaLarmene´ninşanına uygun bir (heykeli)? tapınağın karşısına dikilsin??

Ephosos´takiKutsalHakaraet isimli yazıtta Sisines isimli bir kimsenin memleketi olarak anıldığından Hierakome´ninM.S. 4.yy sonlarına kadar var olduğu kesindir.Alana en yakın köyde (Beyoba) bulunan iki aslan heykeli ve geç dönemlere ait bir yerleşmenin kalıntılarını barındıran alanın etrafını saran ve 10 tümülüsten oluşan bir grupla, alandaki Orta ve Geç Lydia dönemlerine tarihlenen faaliyetler maddi olarak ortaya konmuştur. Öncelikli olarak kutsal alanıyla bilinen bir yerin tümülüs grubuyla bağlantılı olması ilginç bir durumdur ve bu durum kutsal alanın gelişimi, keşişleri ve ilişkili olduğu yerleşme gibi konuları da beraberinde getirmektedir. Bu Tümülüslere gömülme şerefine kim erişiyordu? Hierakome içindeki ve etrafındaki mülk sahipleri mi;yoksa dini görevliler mi?  Hieracome´deki dini görevliler kutsal gelirleri ve toprakları kontrol etmek,ekonomik nüfusu kullanmak ve Mnesimakhos Yazıtı ve Ephesos´ta bulunan 6.y.y başlarına ait adak yazıtlarında da ifade edildiği gibi, bazı durumlarda banker rolünü üstlendikleri, bir tür?Anadolumodeli tapınak   ekonomisi?mi uyguluyordu? Amyzon´daki Artemis Kutsal Alanı´ndaki kutsal memuriyete birkaç nesil boyunca hakimolan Karia´daki Ariaramnes Ailesi´nde olduğu gibi bu dini pozisyonların soya dayalı olduğunu varsayarsak o zaman üst sınıflarla bağlantılı olan tümülüslere gömülme şerefine nail olmak durumunu açıklayabilirmiyiz?Kutsal alan,yerleşme alanıyla olan ilişkisi nedeniyle mi gelişti;yoksa yerleşme kutsal alanın artan dini ve ekonomik öneminin doğal bir sonucu olarak mı büyüdü? Bu sorulara şu an için cevap vermek mümkün değil; ancak Hieracome?deki kültün I. Binyılın sonlarında öneminin giderek artmaya başladığını ve nüfusunun bölgeye yayıldığını  kesin olarak söyleyebiliriz.

Anadolu´da tanrılara ait kutsal mülklerin çoğu hem ticaret merkezleri olarak görev yapmakta hemde toprağı işleyen tapınak memurlarının konutu olarak kullanılmaktaydılar.Bununen belirgin örneğini belki deLydia´dakiHermos (Gediz) nehrinin bir kolu olan Phrygios  (Kum Çay) nehri yakınlarında bulunan ve  Artemis  Anaitis  kutsal alanı içerisindeki yerleşim yerinde görülmektedir. Hieracome olarak anılan bu yer İ.Ö  I .y.y.da  kendi  paralarını basacak kadar önem kazanmıştır.Roma imparatoru Augustus?un yönetimi sırasında Hierakome, bir kent yönetimine sahipti, yani bir polis niteliğindeydi ve daha sonra da Hierakaisareia adını almıştı.Augustus?un yönetiminde bir kent haline gelen Hierakome´dedemos organizasyonu oluşmuştu ve ayrıca buradapryntanis(Şehir Konseyi Başkanı) ünvanı taşıyan bir memur vardı. Zamanla bu tapınak köyler bir tanrının adına dayanarak kutsal kelimesini içeren polislere dönüşmüşlerdir. Roma dönemindede bu tapınak köyler çok saygı görmüştür.Asyaeyalet valisi olan PubliusServiliusİsauricus,artık Hierakaisareia olarak bilinen Lydia kasabasında  tapınılan Pers  tanrıçasının kutsal alanının dokunulmazlığını garanti etmiştir.

Roma döneminde Küçük Asya´daki başlıca tapınaklar tarafından açıklanan ?sığınma hakkı? üzerinde birtakım sorunlar ortaya çıktı.Önemli bir ayrıcalık olarak kabul edilen bu hak çok fazlaca kötüye kullanıldı ve tapınaklar değişik suçlara bulaşmış kaçaklarla doldu, hatta bunların arasında önemli cinayetlerin suçluları dahi vardı. Birtakım olaylar sonucu problem olan tapınakların bulunduğu kentler, onların isteklerini bildirmek üzere Roma´ya delegasyonlar göndermeye karar verdiler ve mantıklı bir sınırlama ile eski yetkilerinin onanmasını sağlamak üzere Roma Senato´suna başvuruda bulundular. Bu amaç doğrultusunda İ.S.22-23 yıllarında Asia eyaletinin 12 kentinin elçileri Senato´nun huzuruna çıktılar. Bunlarıniçinde Hierakaisareiada bulunmaktaydı ve kentin sözcüleri buradaki tapınağa tanınan ayrıcalıkların Pers dönemine kadar gittiğini bildirdiler.

Hierakaisareia adli yönden Pergamon conventus´una (Roma İmparatorluğu´nun eyaletlerde ayırdığı daha küçük yönetim birimleri)bağlı bir kent idi.Fakat olasılıkla İmparator Caracalla?nın Thyateira´yı (Akhisar)bir conventus merkezi  yapmasındansonra yakın komşusuna bağlanmıştır. Hieracaisareia kenti, metropol bir kent Thyateira´ya özellikle ekonomik ve ticari alanlarda bağımlı olma olasılığı yüksektir. Fakat dini yönden bu durum farklıdır.İlk çağ ve modern çağ tarih yazarları Beyobada´ki kutsal topraklardan ve Artemis?Anaitis tapınağından defalarca söz etmelerine karşın,Thyateira´da çok önemli bir tapınaktan söz etmemişlerdir.O dönemde Hierakaisareia Thyateira´ya dini yönden bir rakip miydi yahut dini yönden daha önemli bir kent miydi? Bu rekabet zaman zaman iki kent arasında sınır tartışmalarına kadar gitmiştir. İmparatorHadrianus döneminde iki kent arasında olan sınır anlaşmazlıkları özel görevli memurlar tarafından çözümlenmiştir.

Hierakaisareia kenti Pergamon´dan başlayıp Gamberion (Kınık),Apollonis (Mecidiye),üzerinden Hierakaisareia´ya uğrayıp Sardes´e giden antik yol güzergahı üzerinde bulunmaktadır.Bu bölge civarından bulunan paraların üzerinde Aretemis büstünün altında Persike ifadesini görürüz.

Hierakaisareia antik kenti ve burada bulunan Artemis Anaitis (Artemis-Persike) kutsal alanını şu ana kadar elimizde bulunan veriler ışığında anlatmaya çalıştım. Umarım yakın zamanlarda akademisyen arkadaşlar dini konumu ile önemli bir kent olan Hierakaisareia´da kazı çalışmaları yapar ve önemli bilgilere ulaşılır, bu zamana kadar toprak altında kalmış bir kent ortaya çıkar. Böyle bir kentin ortaya çıkması din ve kültür turizmi olarak çevresine katacağı artı değerler çok önemli olacaktır.

 

                                                                                                                                                           ÖNER KAYA

KAYNAKÇA

Baki Satış-İlk Çağdan Günümüze Akhisar

Cristopher H. Roosewelt ?Lidya Arkeolojisi

Hasan Malay ?Sosyal Tarih ve Arkeoloji

Peter Herman ?Tituli Asiae Minors  (T A M )

Sadri YAMAN
12.09.2020 21:16:22
Teşekkürler Öner Hocam,önemli paylaşımın için,Akhisar ve çevresi tarihi yerleşim birimleri için yaptığın paylaşımları ilgiyle izliyorum.Bu bölgede yaşayan bölge sakini olarak teşekkürü borç biliyorum sana...Son haftalarda bölgede özel firmalara altın arama ruhsatı verilmesi bence sürpriz değil...Daha önceki bu olayla ilgili paylaşımlarımda buralarda altın arama ruhsatı verme olayını SART Uygarlığının devamı olan bölgeye bir ucundan bir şekilde girme olayı olarak paylaşım yapmıştım.Tabii benim görüşüm sadece yüzeysel bir öngörü... Yani tahmini-,Yanılıyorda olabilirim. Ama Beyoba,Sazoba Ovası 3 Irmağın Deltasında yer alan bu ırmaklar tarafından sulanan bir araziye sahip olan verimli topraklara sahip olan bir bölge olup SART UYGARLIĞININ devamı olan sulak arazide Eski uygarlıkların yerleşim yeri kurmaması düşünülemez...Bu bölgenin Uygarlı geçmişi ortaya çıkarılmadan bölgeyi siyanüre boğmak,bu ülkenin geçmişine hakarettir...Öncelikle devlet gözetiminde kazı çalışmaları yapılıp,talana fırsat vermemek birinci öncelik olmalı...Müsait olduğunda uzun uzun kouşuruz ama son olarak bölge usule uygun kazı çalışmaları yapıldığında(bilimsel eğitim almış personel tarafından yapılacak çalışmalarla) Sürprizlere gebe bir bölge olduğuna inanıyorum...Saygılar selamlar...