Av. Esra ARSLAN


Kolluk ifadelerinin şüpheli bakımından önemi, etkileri ve hakları nelerdir?

Sevgili Akhisarlılar, Uzun bir aradan sonra yeniden birlikteyiz.


Sevgili Akhisarlılar,

 

Uzun bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. Geçen zaman içerisinde adli tatilin de bitmesiyle yeni adli yıl 1 Eylül itibariyle tüm hızıyla başladı. Başta tüm meslektaşlarıma ve yargı görevlilerine kolaylıklar dilerken, yeni adli yılın ülkemize adalet getirmesini temenni ediyorum. Böyle bir başlangıçla da uyumlu olacağını düşündüğüm bir konuyu bu hafta dile getireceğim. Çok sıkça karşılaşıldığını düşündüğüm bu husus aynı zamanda vatandaş olarak da haklarımızı ciddi olarak etkileyebilmektedir.

 

Öncelikle kolluk dediğimiz ceza muhakemesinde Cumhuriyet savcısının talimatlarını yerine getiren polis görevlileri ile ne vasıflarla muhatap olabileceğimize bakalım. Kısacası bir gün evimizde otururken polis aradı ve ifademizi almak üzere bizi karakola çağırdı veyahut karakola götürdü. İşte burada adli bir olayın suç şüphesi altında olan tarafı ŞÜPHELİ olarak çağrılabileceğimiz gibi MAĞDUR taraf da olabiliriz. Diğer yandan bir olaya TANIKLIK etmiş olarak çağrılmamız da mümkündür.

 

Her bir vasfı ayrı ayrı değerlendirmek uygun olacaktır. Bu hafta kollukta şüpheli olmak kısmını değerlendirmiş olalım. Haftaya da mağdur ve tanıklardan devam edebiliriz.

 

Polisin bizi çağırması ve rıza ile ifadeye gitmemiz hususuna rastlansa da çoğunlukla ceza soruşturması ŞÜPHELİ açısından yakalama işlemi ile başlamaktadır. Bu anlamda kanuna göre; kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptirler. Kolluk yakalama işlemini yaptıktan sonra mutlaka kişiye kanuni haklarını bildirmelidir. Kanun bu hususun derhal yapılmasını emretmiştir. Devamında soruşturma işlemlerinin tamamlanması için Cumhuriyet Savcısı tarafından şüphelinin gözaltına alınmasına karar verilebilir.

 

 Yakalama işlemine, gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı, yakalanan kişi, müdafii veya kanunî temsilcisi, eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hâkimine başvurabilir. Sulh ceza hâkimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak derhâl ve nihayet yirmidört saat dolmadan başvuruyu sonuçlandırır.

 

Sadece tutuklama kararına karşı değil yukarıda izah ettiğimiz üzere yakalama ve göz altı işlemlerine de itiraz edilmesi mümkündür. Bu hak sadece şüpheliye değil şüphelinin ailesi ve yakınlarına da sağlanmıştır.

 

Yine Şüpheli bakımından bir hak daha yakalamanın, gözaltına alınmanın bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilmesidir.

Şüphelinin hakları bağlamında Ceza Muhakemesi Kanunu md. 147 ve 148´in mutlaka anılması gerekir.

 

İfade ve sorgunun tarzı

 

Madde 147 ? (1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur: a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür.

b) Kendisine yüklenen suç anlatılır.

c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.

d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilir.

e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir.

f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.

 

İfade alma ve sorguda yasak usuller

Madde 148 ? (1) Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.

(2) Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.

(3) Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez. (4) Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.

(5) Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.

 

Bu bağlamda önemle ifade etmek gerekir ki; suç şüphesi altında olan kişiye sadece tutuklama ve ağır cezalık suçlar bakımından değil talep ettiği takdirde her zaman müdafi görevlendirmesi yapılabilmektedir. Bunun için polisler tarafından müdafi seçme hakkınız hatırlatılmasa dahi ?avukat eşliğinde ifademi vermek istiyorum? demeniz yeterlidir. Bu şekilde hem hukuki yardım alarak ifadenizi verebilir ve yargılamanın diğer aşamalarında da daha güvenli ilerleyebilirisiniz. Son olarak tüm anlattıklarımızla birlikte haklarımızın farkında olarak gerektiği yerde itiraz etmekten çekinmemeliyiz.

 

Saygılarımla, esenlikle?

                                                                      

                                                                                                          Av. Esra ARSLAN

Paşa Mah. 13 Sk. No:29 D:5 Teraman Apt. Akhisar/MANİSA

İletişim için: akhisargundem@mail.com

                     av.esraarslan@outlook.com