Süleyman Kollu


NE ESKİSİ, NE YENİSİ


Şehirler vardır, yaşanmış uzak geçmişten hatıralarını aktarır yeni nesillere. Şehirler vardır, en iyi yaşam imkanlarını sunar yaşayan nesillere?  İkisini birden yapabilen ender şehirler de var. Bir de, İkisini birden yapamayan Akhisar var.

Şehrim, içinde yaşadığım, yaşamaktan önceleri keyif alıp haz duyduğum, içinde binlerce dostumla birlikte yüzlerce güzel anılarım olan güzel şehrim. Şimdiler de keyif almak bir yana, sıkıntı çekip, nefret noktasına geldiğimiz Akhisarımız. Kime sorsanız şehrin halini, ?nerde o eski Akhisar´ demeden konuya başlamıyor. Hayıflanıp, yaşadığı birçok aksiliği, yönetimde gördüğü boşluğu, aymazlığı ardı ardına sıralayıveriyor.

Geçenlerde bir araştırma haberi için askerlik şubesinin karşısında sit alanında yer alan eski bir binayı fotoğraflıyordum. Orta yaşlı bir yaya, fotoğraf çektiğimi görünce, durdu, kenara çekildi ve bekledi kadraja girmemek için. Fotoğraf çekimim bitince ben de kendisine teşekkür ettim. Dönerek bana, ?Ne o, bu köyün fotoğrafını mı çekiyorsun?? diyerek imalı bir soru sordu. Eski metruk binayı çektiğimi ve tehlike arz ettiği için bir haber yapacağımı söyledim. Çok güzel dedi. Ama şu köyün halini de bi haber yapın. Vallahi köy buradan iyi.  En azından muhtarı var. Derdini dinler, bir yerlere söyler. Ama burası öyle mi? Kimin ne yaptığı belli değil. Şehir desen şehir değil, köy desen köy değil. Vallahi utanıyorum Akhisarlıyım demeye? deyip söylenerek gitti kayboldu gözden.

Bunları söyleyen öyle  tahmin ediyorum ki, Akhisar´a yukarı köylerden uzunca zaman önce göç etmiş, Hashoca mahallesi tarafında oturan bir işçi. Yani hepimiz gibi içinde Akhisar sevgisi, emeğinde, aşında evindeki ışığın vurup parlattığı gözünde Akhisar sevdası olan biri. Hepimiz gibi Akhisar´da mutlu ve keyifli yaşamayı hak eden, en azından umut edip bekleyen biri.

Aslında bu anımdan sonra pek bir şey yazmaya gerek yok. Herkes de neyin ne olduğunu iyi biliyor. Son günlerde sıkça söz edilen metal yorgunluğumu desek, mental yorgunluk mu, mental yokluk mu, ne dersek diyelim Akhisar ne eskiyi yaşatabilen, ne de yeniyi iyi yapabilen bir şehir (yok sa ben de mi köy desem) oldu. Bunda payı olanlar, niçin , ne amaçla, nerede olduklarını hatırlamalı. Yada birileri hatırlatmalı? Yoksa kendi tarihimizi kendimiz yok edip, yeni diye düzensiz, huzursuz, problemlerle dolu bir şehri kendimiz ortaya koyacağız. Kendi mutsuzluğumuzu kendimiz hazırlayacağız.