Av. Esra ARSLAN


Velayet hakkı kendisine verilmeyen ancak ortak çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilen taraf ortak çocukla nasıl ilişki kurabilir?

Merhaba Sevgili Akhisarlılar, Bir haftalık aranın ardından yeniden sizlerle beraberiz.


Merhaba Sevgili Akhisarlılar,

Bir haftalık aranın ardından yeniden sizlerle beraberiz. Bu hafta yine aile hukuku ile ilgili konulardan biriyle devam ediyoruz. Sorulu başlığımızdan da anlayacağımız üzere ?Velayet hakkı kendisine verilmeyen ancak ortak çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilen tarafın ortak çocukla hukuken nasıl ilişki kuracağını irdeleyeceğiz. Öncelikle sorumuzun içeriğinde geçen kavramların yargılama süreçlerinde nasıl karşımıza çıktığını ve anlamlarına bakalım.

Velayet hakkı ve kişisel ilişki kurulması hakları nelerdir? Ne zaman verilir?

Velayet hakkı kısaca çocuğun yaşamsal hakları üzerindeki hakları ifade etmektedir. Boşanma davalarının anlaşmalı ya da çekişmeli olarak sona ermesi ve boşanmaya karar verilmesi halinde hükümle taraflardan birine ortak çocuğun velayeti verilmektedir. Diğer taraf ile de ortak çocuğun kişisel ilişki kurmasına karar verilmektedir. Örnek ile açıklayacak olursak; müşterek çocuk Ç´nin velayetinin baba B´ye verilmesine, her ayın 1. ve 3. Cumartesi günleri sabah 9´dan ertesi gün saat 17.00´ye kadar, dini bayramların 2.günü saat 09.00´dan 3.günü saat 17.00´ye kadar anne A´nın müşterek çocuk Ç ile kişisel ilişki kurmasına şeklinde karar verilmektedir.

?Çocuk teslimine? ilişkin çeşitli ilam türleri vardır. Gerçekten; çocuk teslimine ilişkin hüküm, boşanma ilamında (MK. mad. 182), ayrılık ilamında (MK. mad. 182), velayetin kaldırılması (nez´i) yoluyla vasi tayinine ilişkin ilamda (MK. mad. 348), çocuğun bir aile yanına yerleştirilmesine ilişkin ilamda (MK. mad. 347), çocuğun bir kuruma yerleştirilmesine ilişkin ilamda (MK. mad. 347), 5387 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkındaki Yasanın birinci maddesi gereğince alınacak kararda yer alabilir.

 

Elbette istenen, boşanma davası sonunda taraflar ayrılmış olduklarından husumetlerini davayla birlikte sona erdirmeleri ya da en azından devam eden bir husumet/olumsuz duygu ve durumların çocuğa yansıtılmamasıdır. Bu hem çocuğun üstün yararına ve toplumun da gelecekte çocuktan elde edeceği yararlar bakımından da toplumun da menfaatine olacaktır. Ancak maalesef ki, her ilişki istenen şekilde sona ermemektedir. Boşanmanın olumsuz sonuçları en çok çocuklar üzerinde görülmekte ve taraflar arasındaki husumet çocuklar üzerinden ve en belirgin şekilde de çocukların velayet hakkı verilmeyen tarafa gösterilmemesi ile sürdürülmektedir. İşte böylesi çocukların gösterilmemesi ve kaçırılması gibi durumlarda hangi yola müracaat edeceğiz?

Yukarıda anlattığımız mahkeme ilamı ile belirlenmiş kişisel ilişki kurma kararlarında izlenecek usul bu ilamın icraya konulmasıdır. Diğer ilamlı takiplerden farklı olarak takibin konusunu çocuk teslimi oluşturmakta ve ayrıca velayet hakkı kendisine verilen tarafa icra emrinin tebliğinin itibarinden 7 günlük sürede çocuğu teslim etmesi için süre verilmektedir.

Borçlu yedi gün içinde çocuğu teslim etmezse, icra dairesi, çocuğu nerede bulunursa bulunsun, alıp alacaklıya vermek suretiyle, ilam hükmünü zorla yerine getirir.

U y g u l a m a d a; kimi icra müdürleri, ?kendilerinin ancak haciz sırasında -kilitli yerlere karşı- zor kullanma yetkisine sahip olduğunu, çocuğun borçlu anne / baba tarafından kaçırılması halinde, çocuğun kaçırıldığı yere veya çocuğun sığındığı kişiye karşı zor kullana-mayacaklarını? belirtmekte iseler de, bu düşünce yanlıştır. Çünkü İİK. mad. 25/I, c.2 ve 25/II´ de icra müdürünün bu konudaki zor kullanma yetkisi açıkça öngörülmüştür.

Çocuk teslimleri, icra memurlarını yerinde ve isabetli tedbirler almak durumunda bırakır. Çocuk tesliminin duygusal ve psikolojik yönleri nedeniyle taraflar ilamın infazı sırasında fazla duyarlılık gösterebilirler. İcra müdürünün -daha doğrusu, çocuk teslimiyle görevlendirilmiş memurun bütün bu durumlarda herhangi bir şikayete yol açmayacak ölçüde tatlı-sert davranıp ilamın gereğini yerine getirmesi gerekir. 15.7.2003 tarihinde 4949 sayılı Kanunla, İcra ve İflas Kanununda yapılan değişiklik sırasında, bu tür ilamların uygulanması sırasında -icra müdürüne yardımcı olması için- ?sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulundurulması? ilkesi -kanuna yeni eklenen 25/b maddesi ile- kabul edilmiştir.

Çocuk teslimi için gerektiğinde, çocuğun saklandığı yerleri aramak ve çocuğu zorla almak için kolluk kuvvetlerinden yararlanılır.

Çocuğu kaçıran kişi için bir müeyyide var mıdır?

Çocuğun tesliminden kaçınma durumu İcra iflas kanununda ?Çocuk teslimi emrine muhalefetin cezası? başlığı ile suç olarak düzenlenmiştir. Çocuk teslimine ilişkin ilamların yerine getirilmesi (icrası ? infazı) sırasında ?çocuğu gizleyen borçlu ile bu eyleme bilerek katılanlar? alacaklının şikayeti üzerine icra mahkemesi tarafından, İİK. mad. 341 hükmüne göre altı aya kadar tazyik hapsiyle cezalandırılmaktadır. Saygı ve sevgilerimle?

Av. Esra ARSLAN

Paşa Mah. 13 Sk. No:29 D:5 Teraman Apt. Akhisar/MANİSA

İletişim için: akhisargundem@mail.com

                     av.esraarslan@outlook.com