”Çanakkale anlatılmaz yaşanır” diyen Araştırmacı-Yazar Mustafa Uçar,” 18 Mart 1915’de yapılan deniz savaşları, Çanakkale’nin, karadan yardım görmedikçe geçilemeyeceğini gösterdi. Müttefik güçleri, yaptıkları toplantıda kara harekâtıyla boğazdaki Türk bataryalarını yok edip boğazı geçmeyi kararlaştırdı. Bu kararla, İngiliz, Fransız ve Anzaklardan kurulan 70.000 kişilik bir kuvvet, 25 Nisan 1915 sabahı Seddülbahir ve Arıburnu bölgelerinden karaya çıkarma başlattı. Artık tam 8 ay sürecek olan kara savaşları başlamış oluyordu. Bu kanlı savaşın sonunda 97 bin vatan evladı şehadet şerbetini içmiştir. Manisa’mızın bu büyük savaştaki şehit sayısı 2.174 olarak kayıtlara geçmiştir ”dedi.
Çanakkale Kara Savaşları insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği muharebelere sahne oldu. Bu kanlı savaşın sonunda 97 bin vatan evladının şehadet şerbetini içtiği ve Manisa’nın bu büyük savaştaki şehit sayısı 2.174 olarak kayıtlara geçtiği belirtildi.
”Çanakkale anlatılmaz yaşanır”
Bu toprakların her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsünün olduğunu belirten Araştırmacı-Yazar Mustafa Uçar,” 18 Mart 1915 de yapılan deniz savaşları, Çanakkale’nin, karadan yardım görmedikçe geçilemeyeceğini gösterdi. Müttefik güçleri, yaptıkları toplantıda kara harekâtıyla boğazdaki Türk bataryalarını yok edip boğazı geçmeyi kararlaştırdı. Bu kararla, İngiliz, Fransız ve Anzaklardan kurulan 70.000 kişilik bir kuvvet, 25 Nisan 1915 sabahı Seddülbahir ve Arıburnu bölgelerinden karaya çıkarma başlattı. Artık tam 8 ay sürecek olan kara savaşları başlamış oluyordu.
Müttefik kuvvetlere ait 3 tümen ve bir tugay Seddülbahir civarına, Anzak tümeni de Arıburnu’na çıkartma yaptı. Ancak, karşılarında, 19. Fırka Kumandanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal vardı.
Düşman kuvvetleri, 109 harp ve 308 nakliye gemisi ve özel çıkarma araçlarıyla denizden çıkarmaya destek vermekteydi. Türk tarafında bu çıkarmaya karşı savunma görevi, 5. Orduya verilmişti. 5.Ordu komutanlığına Alman General Liman Von Sanders hem Türk hem Almanlara komuta etmek üzere gelmişti. Türk tarafını temsil eden ordu komutanı Esat Paşa’dır. Esat Paşa ve Halil Sami Bey, mükemmel denilebilecek bir savunma planı hazırlamışlardı. Ama Liman Von Sanders, bu savunma planlarını değiştirmiş ve onların bütün ısrarlarına rağmen kıyı şeridinde birinci hattaki siperlerimizi boşalttırmıştı.
Çıkarmanın ilk gününden itibaren Mehmetçik, tarihe altın harflerle yazılacak kahramanlıklarını ve insanlığını sergilemeye başlamıştı. Çıkarmanın ilk günü, 19. Tümen kumandanı Yarbay Mustafa Kemal, 17. Piyade Alayını, Conkbayırı’na vaktinde yerleştirerek, Kocaçimen Tepesinin düşman eline geçmesini önleyerek Çanakkale’deki başarılarının ilkine imza atmıştı.
Mustafa Kemal, savaş alanında daha iyi bir görüş sağlamak için Kocaçimen ’den, Abdalbayırı’na at sürmektedir. Askerlerimizin kalabalık bir düşmanın önünden çekildiğini görür. 27. Alay 8. Bölüğe bağlı bu askerleri Mustafa Kemal durdurur. Aralarında geçen konuşmayı Mustafa Kemal şöyle anlatır:
Askerlere sordum: “Niçin geri çekiliyorsunuz?” Askerler “Efendim düşman.” Mustafa Kemal “Nerede?” Askerler “İşte, komutanım.” Diyerek, 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Gerçekten de düşmanın bir avcı hattı, 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve rahat bir şekilde ileri doğru yürüyorlardı. Askerlere, “Düşmandan kaçılmaz.” Askerler “Cephanemiz kalmadı o sebeple komutanım. “Mustafa Kemal “Cephaneniz yoksa süngünüz var.” Diyerek, askerlere süngü taktırdım. Aynı zamanda Conkbayırı’na ilerlemekte olan piyade alayı ve cebel bataryasının, “marş marşla” benim bulunduğum yerdeki emir zabitini, onları çağırmaları için geriye gönderdim. Bu efrat süngü takıp yere yatınca, düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır.”
Askerlerine ve etrafına topladığı alay subaylarına, askerlik tarihinin kaydettiği en ilginç ve anlamlı emrini verir. “Ben size düşmana saldırmanızı emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye dek geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelebilir.” Askerimiz aldığı bu emirle saldırıya geçer. Sonuç, düşman püskürtülmüş, ama 57. alayımızın tamamı şehit olmuştur.
25 Nisan 1915 harekâtında, 15.000 kişilik Anzak kuvvetini karaya çıkarmıştı. Aynı günlerde düşman Saros Körfezi’ne, Beşike Limanı’na gösteri çıkarmaları yaptı. Sonraki günlerde de Alçıtepe ve Arıburnu’nda Kocaçimen tepesini elde etmek için harekete geçti.
Çanakkale aylardır kan gölüdür. Mustafa Kemal, Arıburnu cephesinin Kuzey kanadında, mücadelesini sürdürürken, Anafartalar Cephesi 6 Ağustos’tan beri ateşler içindedir. Cephede birliklerin bazıları birbirine karışmıştır. Conkbayırı’nda komuta karışıklığı son sınırına varmıştır. Oysa savaş bütün şiddetle devam etmektedir. Mustafa Kemal, komuta karışıklığından rahatsızdır, karışıklık düzeltilemezse tehlike büyüktür.
5. Ordu komutanı, Alman Liman Von Sanders’a görüşlerini bildirerek, bütün mevcut kuvvetlerin emrine verilmesini ister. Liman Von Sanders, “Çok gelmez mi?” dediğinde “Az gelir!” yanıtını verir. O sorumluluğun ne olduğunu ve bunun ölümden de ağır olduğunu bilir. Ordu karargâhından gelen bir emirle Mustafa Kemal Anafartalar Cephe Gurubu Komutanlığına atanır.
1915 yılının sonbahar ayları, kanlı fakat sonuç alınamayan çarpışmalarla geçer. Başlangıçta birkaç hafta içinde Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’u alacaklarını sanarak başlattıkları savaşı, bir an önce sonuçlandırmak isteyen İtilâf Devletleri, yeni kuvvetler sağlamağa çalışırlarsa da sonuç alamazlar. Müttefik kuvvetlerin başkumandanı Hamilton, başarısızlıklarından dolayı görevinden alınmış, yerine General Charles Monroe getirilmişti. General Monroe, gerçekçidir, Çanakkale’ye gelerek durumu değerlendirir ve Çanakkale’nin geçilmez olduğunu, Çanakkale’nin boşaltılması gereğini belirten bir rapor hazırlar. Aralık 1915’ten itibaren Türk yurdunu boşaltma hazırlıklarını başlatır. Çok gizli yürütülen bir harekâtla, Gelibolu yarımadası boşaltılır.
Bu kanlı savaşın sonunda 97 bin vatan evladı şehadet şerbetini içmiştir. Manisa’mızın bu büyük savaştaki şehit sayısı 2.174 olarak kayıtlara geçmiştir. Bu cennet vatanı savunarak bize miras bırakan tüm şehitlerimizi minnet ve şükranlarımızla anıyor, hayır dualarımızı sunuyoruz” dedi.