Tarih: 02.10.2021 10:46

YOK OLUP GİDİYOR

Facebook Twitter Linked-in

İlerleyen teknolojinin, büyük firmalar arasındaki çekişmelerin, popüler kültürün getirileri olduğu kadar götürüleri de tabi ki göz ardı edilemez. Bunun en somut örneği zanaatıyla evine ekmek götüren, el işçiliği ile hayatını devam ettiren ustaların iş yeri sayısının git gide azalması ve sektörlerin yok olmaya yüz tutması ile görülebiliyor. Meslek tanıtımlarını konu aldığımız köşemizde bu haftaki iş kolumuz ayakkabı ve çanta tamirciliği ile gelir elde edenler. Sayıları günden güne azalan bu meslek dalında ustaların tabi ki de en büyük şikâyeti çırak yetişmemesi. Yaklaşık 30 senedir bu sektörde faaliyet gösteren ayakkabı tamircisi Hakan Azir ile gerçekleştirdiğimiz röportajda Azir tam olarak bu konu üzerinde durup “Bizim sektörümüz aslında bitmez, ayakkabı tamirinin yok olmasındaki en büyük etken artık herkes üniversite okuyor, çırak yetişmiyor haliyle arkadan gelen kuşak olmayınca unutulup gidiyor.” diyerek ifade etti.

Babasından bu işi devir aldığını belirten Hakan Azir ayakkabı tamircisi dükkânında neler yaptıklarından, bu sektöre nasıl başladığından ve yok olma sebebi üzerine gazetemize verdiği röportaja kısaca kendini tanıtarak başladı. Bir yandan konuşup bir yandan elindeki işi bitirmeye çalışan Azir “Ben Hakan Azir, 1975 Akhisar doğumluyum. Bu mesleğe ilk adımımı 10-12 yaşlarında attım. Babamın yanında, Sevgi Yolu diye tabir ettiğimiz yerdeydi dükkânımız. Oradan şimdiki işyerimize yani Ragıp Bey Mahallesi 16 Sokak no 38/C’deki iş yerimize geldik. Baba mesleğim, severekte yapıyorum. Uzunca yıllar çıraklığını yaptım sonrada babamdan el alarak devam ettim. Remzi Azir babamın ismi, Akhisar’ın en eski ayakkabı tamircilerinden biridir, eski esnaflardandır. Ben dahi yaklaşık 25-30 seneden beri bu meslekte faaliyet içerisindeyim. Tabi benden sonra ne olur bilmiyorum, bu sektörde arkadan gelen kuşaklar kalmadı artık. Yetişmiyor. Nesli tükenen mesleklerden bir tanesi haline geliyor açıkçası. Artık çocuklar üniversite okuyorlar, bu meslekleri küçümsüyorlar. Benimde oğlum var. Öğretiyorum, yapar mı orasını bilemem. Öğretiriz, elinde bir meslek olur, yaparsa da hobi olarak yapar. Hem okullar 8 yıla ardından 12 yıla çıkarıldı. İş böyle olunca yetişkinliğe adım atmış biriside yanımızda çırak olarak çalışmak istemiyor. O yaştan sonra zaten meslek öğrenmekte zor, öğretmekte zor. Çekirdekten dediğimiz bir tabir vardır, zanaatla uğraşıyorsanız bu çok önemli. Ufak yaşlarda başlayıp içinde pişmeniz gerekiyor. Ekonomik anlamda güzel paralarda kazanıyorum, büyük firmaların ayakkabıyı birkaç yıllık garantiyle vermesi ya da yırtılanı getir yenisini götür gibi kampanyaları bizleri pek etkilemiyor. Muhakkak bir sorun çıkıyor ve bize geliyorlar. Çanta tamiri de yapıyoruz, tabi yapabileceğimiz kadarıyla. En belirgin işimiz ayakkabı üzerine. Boyama da yapıyoruz. Tamirini yapıp en güzel haline getirmeye çalışıyoruz. Çalışma saatlerimiz Pazar günleri hariç 08.00 ile 19.30 arası oluyor, tabi bu saatler benim işletmem için geçerli. Kışın havalar erken kararıyor malum, bu yüzden erken kapatıyorum bende. Allah nasip verirse emekli oluncaya kadar da devam edeceğim.” dedi.

Çoğu meslekte olduğu gibi ayakkabı tamirciliğinde de çırak yetişmiyor. Çırak yetişmeyince de az sayıda kalan ustaların kıymeti daha da artıyor. Tabi ki bu zanaatın yok olup gitmesine, unutulmasına da sebep oluyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —