Merhabalar,
Mevcut hali ile yoksulluk nafakası ödemesine ilişkin kanunumuzda bir zaman sınırlaması bulunmamaktadır. Bu nedenle de son zamanlarda çeşitli platformlarda bu konu tartışılmaktadır. Tartışmalar kanuni düzenleme boyutunda olduğundan bu konuda haberler de yapılmaktadır. Nafaka alacaklısı olanlar konuyu yakından takip etmekle birlikte, konunun toplumsal açıdan önemine ve bir gün nafaka alacağına herkesin ihtiyaç duyabileceği düşüncesine binaen konuyu takip etmekte ve hukuken irdelemekte fayda görüyorum.Evet, sorumuz çok klasik görünebilir ancak cevabını verirken nelere dikkat etmeliyiz ve neleri gözden kaçırmamalıyız, asıl önemli olan budur.
Başlangıç olarak nafakanın süreli olmasını isteyenlerin nedenlerinden hareket edebiliriz. Nafakanın süreli olmasını savunanlar evlilik süresinin kısalığından ve ancak nafakanın süresiz olmasından dem vurmaktadırlar. Örneğin bir yıl süren bir evlilik nedeniyle kadın ya da erkek evlenmediği sürece süresiz yoksulluk nafakası alabilmektedir. (Özellikle kadın ya da erkek terimini kullandığımı da belirtmek isterim. Her ne kadar yoksulluk nafakası alacaklısı kadın olabilmekte ise de erkek de şartları oluştuğu takdirde yoksulluk nafakası alabilmektedir.) Kısa süren evlilikler bazında süresiz nafaka bağlanmasının adaletsizliğe yol açabileceği her birimiz tarafından kabul görebilir ancak evlilik süresi içinde yaşananlar, tarafların ekonomik durumu, nafaka alacaklısının nafakadan başka geçim kaynağının olmaması ya da geçiminde zorlanması gibi koşullar göz önüne alınmalıdır. Karşıdan bakıldığında kolay gibi görünebilir ancak bir evliliğin sona ermesinin ardından tarafların ruhsal çöküntü yaşaması, ne yazık ki toplumumuzda ikinci evliliğe yönelik bakışın getirdiği zorluklar ve bir daha evlenemeyecek ölçüde güven kırıklıkları yaşanması dahi olasıdır. Bu zorluklarla birlikte hayat mücadelesinin verildiği unutulmamalıdır.
Elbette, unutulmaması gereken diğer nokta bir nafaka alacaklısını desteklerken nafaka borçlusunun da durumunu ağırlaştırmamaktır. Bu anlamda nafaka alacaklarına bir süre getirilecekse dahi bunun evlilikler özelinde bireyselleştirilmesi en adaletli yol olacaktır. Yani her evliliğe ayrı muamele edilmelidir. Bu anlamda her evliliğin bu bakımdan şartlarının değerlendirilmesi mahkemelere bırakılmalıdır. Nitekim; her evlilik için aynı nafaka süresini belirlemek mevcut sorunlar için bir çözüm yolu olarak görünse de uzun vadede yeni sorunlara yol açabilecektir. Ayrıca nafaka alacaklıları bakımından evlilik süresinden az olmamak üzere bir nafaka süresi belirlenmesi şeklinde kanuni düzenleme yapılması da düşünülmesinde fayda olacak ve adaleti tesis edecek yollardan biri olacaktır. (Yine önemle belirtmek gerekir ki; her halükarda tüm boşanma davalarının neticesinde nafaka kararı verilmemektedir, bu konu boşanma davası çeşitleri bakımından farklıdır. Ayrıca nafaka ödemesine karar verilecek taraf bakımından kanunda kusuru daha az olanın nafaka isteyebileceği kuralı da bir teminat olarak durmaktadır. Bu anlamda evlilik içinde tarafların kusurlu davranışları ve kusurun boşanma davalarında ispatı önemini korumaktadır.)
Son olarak yapılması düşünülen değişikliklerden bahisle konuyu örnek vererek bağlayalım. Nafakanın süresiz olması sorununa karşın nafakanın süresi beş yıl olsun ya da on yıl olsun gibi bir düzenlemenin getirilmemesi gerektiği düşüncesindeyim. Düzenleme her evlik için beş yıl süreyle nafaka bağlanması şeklinde olursa bu durumda örneğin; yirmi yıl evli kalmış birisi de beş yıl süreyle nafaka alabilecek ve yine bir yıl evli kalmış birisi de beş yıl nafaka alabilecektir. Oluşabilecek tüm bu sorunların engellenmesi de yine nafaka süresini evlilik özelinde belirleme yetkisini mahkemelere bırakmakla olabilecektir.
Sevgi, saygı ve adaletle?
Av. Esra ARSLAN
Paşa Mah. 13 Sk. No:29 D:5 Teraman Apt. Akhisar/MANİSA
İletişim,sorularınız ve önerleriniz için: akhisargundem@mail.com
av.esraarslan@outlook.com
