Son bir aydan beri yoğun olarak yaşanan, Kovid-19 bulaş tehlikesine karşı önlemler, evde kalma söylem ve eylemleri, sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar haber konusu edilen virüsün belki de en büyük faydası, insanlara kendileriyle, vicdanlarıyla, iç dünyalarıyla yüzleşme fırsatını tanıması oldu.
Dörtnala koşan yarış atlarının yaşadığı hararet, hareket, heyecan, hırs, yarış ve savaş neyse insanlarda farkında olmadan bu duyguları az veya çok yaşıyorlarmış. ?mış? diyorum çünkü bunu ancak normal hayattan arı olunca anlıyormuş insan.
Şimdilerde gerçekten evden daha az çıkan insanlar evlerine ödedikleri kiranın ya da alırken ödedikleri kredinin hakkını veriyorlar. Evin aslında aile fertlerinin bir araya gelerek aile olduğu yer olduğunu yeni yeni anlamaya başladık. Günlerce sabah kalkıp alelacele fırsat buldukça kahvaltıda bir araya gelen aile fertleri durum müsait olursa akşam yemeğinde bir araya gelebiliyor ve hatta bazen akşam dışarı çıkan aile fertleri yüzünden çok sınırlı bir arada olabiliyordu. Her geçen gün, günün telaşıyla bugün ne yaptık diye düşünemiyor adeta hemen yarınki planlar yapılıyordu. Kısacası planlar hep evin dışına göre yapılıyor, aile planların dışında tutuluyordu ister istemez.
Aslında bunun böyle olmadığı, nihayet ve maalesef bir musibetle ortaya çıktı. ?Aman çocuğuma bir şey olmasın, eşime virüs bulaştırmayayım, bana bulaşmasın ki kimseye zarar vermeyeyim? gibi düşünceler aslında insanın çalışma ve iş hayatına verdiği önemin altında yatan kaygıya paralel olsa da önem ve şiddeti asla kıyaslanmayacak boyutta.
Evde geçirilen vaktin artmasıyla, aslında küçük çocuğunun göz renginin kahverengi değil, ela olduğunu anlayan anne babalar var. Belki abarttı diyenler çıkabilir bu örneğe ama maalesef gerçek bu. Meğer en yakınımızdakileri, sözde can parçalarımızı tanımıyor, tanımak için vakit ayırmıyormuşuz. Şimdi bunları yazarken kendimden de örnek aldığımı belirtmek istiyorum. Az veya çok herkes bu duyguyu hissetmekte. Gerçekten ebeveynler olarak bizler evin dışındaki hayata verdiğimiz önem, ayırdığımız zamandan dolayı en yakınlarımızı, can parçalarımızı ihmal etmişiz.
Koronavirüs bir illet mi, bir mesaj mı, bir ikaz mı, bir silah mı? Neyse ne. Her şey olabilir. Bazılarının dediği gibi herkesi herkesten korkutur hale getirmiş de olabilir. Ancak etkileri ile bizim ailemize, evimize, kendi iç dünyamıza zaman ayırmamıza imkân tanıdığı kesin.
Ben buna gerçekle yüzleşme diyorum. Umarım bu yüzleşmeden en güzel mesajları, dersleri çıkarırız. Hayatın içinde kimlere ne kadar vakit ayırmamız gerektiğini öğrenir, bundan sonraki yaşantımızda ?ki inşallah yakın zamanda normal hayata geçeriz´ hayat felsefemizi, tarzımızı bu değerlere göre yeniden oluşturabiliriz.
Sosyal mesafeyi korumaya, el ve vücut temizliğine dikkat edelim, uyarılara kulak verelim. Hayatın sevdiklerimizle birlikte yaşanınca değerli ve keyifli olduğunu unutmayalım. Sağlıklı günler diliyorum. Saygılarımla? 24.03.2020
*Süleyman Kollu