Dededen kalma mesleğini ömrü yettiğince sürdüreceğini belirten Köseoğlu, artık çarşıda sadece üç bakırcı kaldığını söylüyor. “İsmi Bakırcılar Çarşısı ama üç tane bakırcı kaldık” diyen Köseoğlu, teknoloji ve seri üretimin zanaatkârlığı geride bıraktığını belirterek, “Ben bu mesleği son nefesime kadar devam ettirmek istiyorum” ifadelerini kullandı. “Bir Meslekten Öte, Kültürel Miras” Kula'nın köklü el sanatları geleneğini temsil eden mesleklerden biri olan bakırcılık, Köseoğlu ailesinde üç kuşaktır devam ediyor. Dedesi ve babasından öğrendiği zanaatı sürdüren İsmet Usta, her gün sabah erken saatlerde dükkânını açarak bakıra yeniden hayat veriyor. “El sanatları bir ilçenin kültürel kişiliğinin en anlamlı belgeleridir. Kula’da el sanatları, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinden gelen uygarlıkların kültür mirasıyla birleşerek bir mozaik oluşturmuş. Ne yazık ki artık bu değerler unutuluyor,” diyen Köseoğlu, genç neslin bu mesleklere yeterince ilgi göstermemesinden yakındı. “Kalaycılık da Zanaatkârlığın Direnişidir” Alan rehberi Sabahattin Argaç da Kula el sanatlarının tarihsel ve kültürel önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Anadolu’da yaşamış uygarlıkların kültürüyle harmanlanmış Kula el sanatları, özellikle bakırcılık ve kalaycılık, geçmişin izlerini bugüne taşıyor. Kalaycılık, bugün birçok kişi tarafından unutulmuş gibi görülse de hâlâ bazı ustalar bu mesleği yaşatmak için mücadele ediyor. Bu, el emeğinin ve zanaatkârlığın modern çağa karşı direnişidir.” “Mesleğimi Son Nefesime Kadar Sürdüreceğim” Kula Bakırcılar Çarşısı’nın artık eski canlılığını yitirdiğini belirten İsmet Köseoğlu, şöyle konuştu: “Keşke bu çarşıda eskisi gibi onlarca bakırcı olsa. İsmi Bakırcılar Çarşısı ama sadece üç kişi kaldık. Yine de halktan gelen talepleri karşılamaya, bakırı yaşatmaya çalışıyorum. Bu meslek bana dedemden kaldı, ben de elimden geldiğince sürdüreceğim. Yeter ki mesleğimiz tamamen unutulmasın.”