Akhisar Dostlar Meclisi’nin bu sezonki ikinci konuğu, Türkiye’de zeytinyağı denince ilk akla gelen isimlerden biri olan Dr. Ümmühan Tibet oldu. Park Kulüp binasında düzenlenen programda Tibet, zeytinyağının biyolojisinden üretim tekniklerine, pazarlamadan markalaşmaya kadar geniş bir yelpazede önemli bilgiler paylaştı.
Programın açılışında konuşan Dostlar Meclisi temsilcilerinden Serbest Mali Müşavir Hüsnü Erer, Akhisar’ın zeytin ve zeytinyağı üretimindeki önemine dikkat çekerek, “Bu bereketli toprakların geleceğini doğru bilgiyle şekillendirmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Zeytinyağı Bir Kültürdür, Ekonomik ve Biyolojik Bir Hazinedir”
Dr. Ümmühan Tibet, konuşmasında zeytinyağının tarihine, biyolojik yapısına ve üretim sürecine değindi. Zeytinyağının tarih boyunca hem ışık kaynağı hem de şifa kaynağı olarak kullanıldığını hatırlatarak, “Zeytinyağı içerdiği polifenoller sayesinde antienflamatuvar ve analjezik etkiye sahiptir. Zeytin sadece bir meyve değil, aynı zamanda bir kültür ve yaşam biçimidir.” dedi.
Türkiye Zeytinyağı Üretiminde Dünya İkincisi
Tarım Bakanlığı verilerine atıfta bulunan Tibet, Türkiye’nin bu yıl 310 bin ton zeytinyağı ve 740 bin ton sofralık zeytin üretimiyle dünyada ikinci sırada yer aldığını belirtti. “İspanya hâlâ lider konumda. Türkiye ise üretim kalitesi ve çeşitliliğiyle hızla yükseliyor. Manisa, 25 milyon zeytin ağacıyla Türkiye’nin zirvesinde; bunun 11 milyonu yalnızca Akhisar’da bulunuyor.”
“Her Zeytin Çeşidi Kaliteli Yağ Verebilir, Özen Gösterirsek”
Zeytin çeşitliliğinin önemine değinen Tibet, “Hiçbir zeytin çeşidi kötü yağ vermez, yağı bozan biziz. Doğru hasat, gübreleme ve bakım ile her çeşitten kaliteli zeytinyağı elde edebiliriz.” dedi. Polifenol zenginliğinin, zeytinyağının acılık ve yakıcılık özelliklerini belirleyen en önemli unsur olduğunu vurguladı.
Kaliteyi Belirleyen Değerler: Asitlik, Peroksit ve Etil Ester
Tibet, zeytinyağında kaliteyi belirleyen teknik kriterleri de paylaştı: “Naturel sızma zeytinyağında asitlik oranı 0.8’i geçmemeli, peroksit değeri 20’nin altında, etil ester değeri ise 35’in altında olmalı. Bu değerler aşıldığında yağın kalitesi düşer.”
Ayrıca depolama koşullarına dikkat çeken Tibet, “Zeytinyağı hava, ışık ve nemi sevmez. Uygun koşullarda saklanmazsa oksitlenir ve kalitesini kaybeder.” uyarısında bulundu.
“Zeytinyağı Pahalı Değil, Değerli Bir Üründür”
Türkiye’nin zeytinyağında en büyük sorununun stoklama ve pazarlama eksikliği olduğunu vurgulayan Tibet, “Bir tanker zeytinyağı neredeyse bir daire fiyatına eşdeğer. Bu kadar değerli bir ürünü doğru depolama ve markalaşma stratejileriyle korumalıyız. Üreticinin lisanslı depolama sistemlerine erişimi sağlanmalı.” dedi.
Kooperatifleşmenin önemine de değinen Tibet, “Birleşerek büyüme, uluslararası pazarlarda markalaşmanın anahtarıdır. Zeytinyağı pahalı değil, değerli bir üründür ve her kuruşunu hak eder.” ifadelerini kullandı.
“Akhisar Kendi Zeytin Türünü Korumalı”
Soru-cevap bölümünde Akhisar’ın yerel zeytin türü Uslu’nun önemine değinen Tibet, “Uslu zeytini çiğ bile yenebilir, ancak yüksek su oranı nedeniyle raf ömrü kısa. Buna rağmen çeşitliliği korumak verimlilik açısından çok önemlidir.” dedi.
Toprağın gücüne de dikkat çeken Tibet, “Topraklarımız organik madde bakımından fakir. Yeşil gübreleme bu anlamda çok önemli; bakla gibi bitkilerle toprağın zenginleşmesini sağlayabiliriz.” diye konuştu.
Zeytin Ağacı Fidanı ve Rozet Takdimiyle Sona Erdi
Programın sonunda Akhisar Dostlar Meclisi temsilcileri, değerli katkılarından dolayı Dr. Ümmühan Tibet’e zeytin ağacı fidanı ve meclis rozeti takdim etti. Katılımcılar, Akhisar’ın zeytinyağı geleceğine ışık tutan bu verimli söyleşiyi uzun süre ayakta alkışladı.
