Toplumlarda erkeğin üretime katkısı kadar kadının da katkısı vardır. Kadın sadece ev hanımı değil birçok meslekte ve sanatta da adını duyuruyor.
Kadın isterse başaramayacağı bir iş yoktur diyerek birçok meslekte mücadele veren kadınlardan biri olan kadın doğum doktorları. Kadın doğum doktoru olan ancak hem bir anne hem de bir anne yaşatmanın mutluluğunu ve gururunu yaşayan Özel Akhisar Hastanesi Kadın Doğum Doktoru olan Fatma Selcan Karakuş ile bir araya gelerek yaşadığı zorlukları mutlulukları konuştuk.
Mesleğini çok sevdiğini ve her gün onlarca bir sağlıklı anne yaşatmanın gururunu yaşayan kendisi de anne olan Fatma Selcan Karakuş mesleğinin zorluklarını ve güzelliklerini tanıtırken sözlerine şöyle başladı.
?Merhabalar öncelikle ben kadın hastalıkları doğum uzmanı Fatma Selcan Karakuş, tıp eğitimimi Ankara Üniversitesi tıp fakültesi hastanesinde tamamladım ve daha sonra Ankara Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları Doğum bölümünde de uzmanlığımı aldım. 2012 yılından beri de Akhisar Bölgesinde çalışıyorum.
´´Bir kadın doğumcu olarak ve kadın olarak mesleğinizin zorluklarından bahseder misiniz?´´
Doktorluk başlı başına zor bir meslek insan sağlığınla uğraşmak, mesai saatleri uzun, mesai saatleri dışında çalışmak zor ama özellikle kadın doğum daha bir farklı çünkü doğumun zamanı yok atıyorum genel cerrah olursunuz apandis gelir sabaha kadar bekletirsiniz, kol kırığı olur bekletebilirsiniz ama bir gebeyi bekletemezsiniz çünkü gebe bir hasta gibi değil sağlıklı bir kadın tamamen sağlıklı bir çocuk istiyor ama gebelik çok riskleri kendinde barındıran bir şey sırf bu yüzden gecesi gündüzü olmayan baya bir meşakkatli bir iş tabi bir kadın olarak da çocuk sahibi olarak da çok zor. Gece yarısı çocuklarımla uyuyorum doğum geldi diyorlar çocukları bırakarak gidiyorum. Gecesi gündüzü yok ama seviyorum mesleğimi hamama giren terler sevdiğim için de isteyerek yapıyorum.
´´Hocam siz de bir annesiniz, sizin de evlatlarınız var insanlara hizmet ederken çocuklarınızla nasıl diyalog kurabiliyorsunuz?´´
Benim çocuklarım şuan da kreşe gidiyorlar sabah kalkıyorlar kreşe bırakıyoruz akşam 6 gibi alıyoruz genelde babaları alıyor. Eşimde doktor ama o dahiliye uzmanı biraz daha rahat bana göre 19.00-19.30 gibi eve gidiyorum yatma saatleri zaten 22.00 iki saatlik zamanda yemeğini yedir biraz oynat, kaliteli vakit geçirmek istiyorum ama birlikte geçirdiğimiz vakit çok kısa günde iki saat üç saat hafta sonları hariç. Hafta sonları çalışmasam bile doğuma geliyorum birlikte geçirdiğimiz vakit kısa ama en kaliteli şekilde değerlendirmeye çalışıyorum kendimi bu yüzden şanlı hissediyorum. Hayatta şöyle değil mi neye emek verirseniz onda başarılı olursunuz yani bir şeyde başarılı olmak için emek vermeniz lazım ne olursa olsun seçim size kalmış; iyi bir anne olabilirsiniz, çok iyi bir doktor olabilirsiniz, çok iyi bir eş? Ben işimi seviyorum bununla varım evet çocuklarımı seviyorum eşimi seviyorum bir ailem var ama açıkçası özellikle, öncelikle işim ve o yüzden hakikaten hayatımın çoğunu işim kaplıyor ama sevdiğim için de gayet keyifli benim için.
´´Ben bu anlattıklarınızdan şunu anladım eşimi, işimi, aşımı seviyorum diyorsunuz?´´
Seviyorum tabi ki bir Çin atasözü var galiba şöyle diyor ´´Bir gün mutluluk istiyorsan güzel bir yemek ye, bir haftalık mutluluk istiyorsan tatile çık, birkaç yıllık mutluluk istiyorsan evlen, bir ömür boyu mutluluk istiyorsan işini sev ´´işini sevmeden hayatta mutlu olabileceğine inanmıyorum eziyet olur. Her gün yük olarak gidip gelirsen işine bundan keyif alamazsın, o işi sevmen lazım başka türlü olmaz. Evimiz, işimiz, belki kırk yılda bir yemeğe çıkarız, sinemaya gideriz standart hayatlarımız var. Yaşadığımız hayattan keyif almamız lazım, işimizden de keyif almadan da bu iş olmaz. Seviyorum kadın doğumu, gebeleri de seviyorum bebek doğurtmak çok güzel bir şey, bir gebenin sürecini , olağan üstü süreci birlikte yaşamak çok güzel, tabi ki riskleri oluyor herkes sağlıklı bir gebelik, sağlıklı bir çocuk istiyor ama insanın bazen elinde olmuyor mesela ani bebek ölümü, bebek zehirlenmesi, engelleyemediğin şeyler oluyor. Bana sormuştunuz tepki alıyor musunuz diye; hasta geliyor gayet mutlu kapıdan giriyorlar, cinsiyeti öğreneceğiz diyorlar bakıyoruz dört aylık bebeğin kalp atımı yok. Bunu anlatmak çok zor, gebeliğin de anlaması da zor bir suçlu arıyor neden öldü? Bazı şeyler takdir-i ilahi ama annenin o anda ki üzüntüsüyle suçlu arıyor. Orda elimizden geldiğini yaptığımızı bilecek, çok dikkatli anlatacaksınız, endişelerini gidereceksiniz genelde üstesinden geliyoruz. Şimdiye kadar ben çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Akhisarlıyım siz de buradasınız insanı anlayışlı, saygılı ve bilinçliler mesela ben 8 yıldır hiçbir sorun yaşamadım ufak tek tük şeyler oldu ama bu bölgede yaşadığım için şanslıyım gayet sıkıntısız, problemsiz bir yer.
Gebelik sürecinde bebek ile ilgili yaşanan sorunları aileye nasıl haber verdiğini anlatan doktor tarama testi, ikili test, üçlü test, dörtlü test diyelim bunlardan bir sıkıntı çıktı. Aile kabullenmek istemiyor. Niye ben diyor. Biz çok tevekküllü bir toplumuz. Yurt dışında yabancı bir kadına sizin çocuğunuz engelli desek hemen aldırır. Ama biz öyle bir toplum değiliz. Engelli de olsalar kabullenme safhasındalar. Bir örnek vereyim bir ay önce 4 aylık bir gebe geldi. Daha önce başka yerlere gitmişler neyse bize geldiler cinsiyetini öğrenmek için. Baktık ultrasona bebeğin beyin gelişimi yok. Bebekte beyin gelişmiyor. Yaşaması mümkün değil. Anne karnında yaşar ama doğduktan sonra yaşaması mümkün değil. Cinsiyetini soruyorlardı dedim bebeğinizde sıkıntı var. Yani bunu söylemek o kadar zor ki neyse hataya anlattık. Hastalar haklı olarak bir kişiye daha göstermek istiyorlar. Daha sonra tekrar geldiler onlara bebeklerinin düşeceğini bebeğin öleceğini söyledim. Gebeliği devam ettirip gebelik sıkıntılarını yaşamanızın bir anlamı yok dedim. Gebelik tansiyonu olabilir, gebelik şekeri olur kanama olur. Rahimde bir sıkıntı olur dedim aile bir ay karar veremedi. Ama yapacak bir şey yoktu düşük yaptırdık. Çok acı tabi bu süreçler. 10 kadından 9´u kadın doğuma gelmeden eskiden doğuruyordu. O 10 kadından birini yakalamak için kadınlar bize geliyor. Yüzde %90´ı gayet sağlıklıdır. Sağlıksız olanı yakalamak için insanlar ayda bir kontrole geliyor. Ve sen bir doktor olarak onu da kaçırırsan işe yaramazsın. Kadın doğum riskleri öngörebilmektir. Dikkatli takip etmek o çok zor işte.
Gebelik zehirlenmesi dediğimiz bebeğin eşi plasenta dediğimiz tam tutunmuyor rahme. İlk zamanlar sıkıntı yok. Asıl bebek büyümeye besini daha çok almaya başladığı zaman plasenta yetmiyor. Damarlar daralıyor ve tansiyon yükseliyor. Bebekte gelişme geriliği başlıyor. Annede kanama olup rahmini alabiliyoruz bu bizim hamilelerde en korktuğumuz şey. Genelde 39 40 haftada doğum gerçekleşir. Biz burada 4 kadın doğumcuyuz. Ortalama 40 45 hasta geliyor? dedi.